Türkiye’nin Göçmenlerle Sınavı

Hani bir zamanların meşhur bir sözü vardı: vicdanla cüzdan arasında diye. Ülkemizin bugünkü sorunu da insani duygularımız, vicdanımız ile güvenlik, demografik yapı ve diğer gerçekler arasında şekillenen mülteci, göçmen, düzensiz göçmen sorunu.

Kamuoyunda tartışmalar almış başını gidiyor. Göçmenleri, özellikle Suriyelileri ülkelerine gönderelim diyenler, onları kamu hizmetlerinden daha pahalı yararlandıralım diyenler, onlar giderse ekonomimiz çöker diyenler, onlar olmazsa ucuz işgücü bulamayız diyenler…

Yurt dışına pasaportla giden vatandaşlarımızın gidemediği kadar rahat bir şekilde ülkemize gelen göçmenler, sığınmacılar tabii ki sebepsiz gelmiyorlar. Ülkelerinde savaş var, katliama maruz kalmışlar, ülkelerinde yaşanabilir şartları yok.

Türkiye her zaman olduğu gibi, sadece Türk olanın değil, insan olan ve mağduriyet yaşayan herkesin yanında olduğunu gösteriyor, göstermelidir de. Bunu sadece bu coğrafyada, yani ülkemizin sınırları dahilinde değil, diğer coğrafyalarda da gösteriyor. Bu bizim övünç kaynağımız, kadim bir kültürün, geleneğin yansıması.

Ancak, bu gün Türkiye’nin yaşadığı sorun bundan çok daha farklı bir boyutta.

Ülkemizin Suriye sınırında, sürekli olarak bayram zamanları bir yığılma olur. Sınırın her iki yakasında bölünmüş bir şekilde bulunan ailelerin, akrabaların bayramlaşmasına, bayram vesilesi ile birbirlerini ziyaretlerine şahit oluruz.

Bugünlerde ise, ülkemize sığınanların bayramdan günler öncesinde yoğun ve kalabalık bir şekilde Suriye’ye geçmek için sıraya girdiklerine şahit oluyoruz. Bu gidenler, öyle birkaç günlüğüne de gitmiyor, uzun bir süre kalıp sonrasında geri dönüyorlar.

Şimdi vicdanlı bir Türk vatandaşı olarak soruyorum: Ülkesine bu kadar uzun kalabilecek şekilde rahatlıkla gidebilen Suriyeliler, orada kalıp kendi topraklarında neden yaşamazlar? Bakıyoruz, hepsi onların toprakları için gidip Suriye’de canını veren şehitlerimizle aynı emsaller. Bunu vicdanen kabul edebilmek bizi zorluyor.

Gelelim bir başka boyuta. Göçmenlere 10 kat fazla su ücreti uygulama düşüncesiyle, göçmenlerin ucuz işgücü olduğu için ülke ekonomisine katkı sunduğunu ifade etmek insan hakları açısından çok mu farklı? Tabii ki temel yaşam kaynağı su vb konularda, hatta hiçbir konuda insanlar arasında ayırım kabul edilemez. Peki, göçmenlere ucuz işgücü olarak bakmak kabul edilebilir mi? Bu da bir sömürü anlayışı değil midir? Bizim kadim kültürümüz buna izin verir mi?

Bu durumun, işsizliğin yüksek oranlarda olduğu ülkemizde kendi insanımız için bir haksızlık olduğunu da bir kenara not etmek gerekmez mi?

Bir diğer husus, bu durumun kentlerde yarattığı yeni demografik yapılar ve ortaya çıkardığı güvenlik zafiyetleri gözardı edilebilir mi? Bu durum tehlikeli bir boyuta ulaşmış değil midir?

Kentlerdeki asayiş sorunları, bazı bölgelerimizin bozulan demografik yapıları, bu göçmenlerin yoğun olduğu bölgelerde yaşayan insanımızın duyduğu huzursuzluk gibi konular gözardı edilemez, edilmemelidir.

Sorunun bir çok boyutu vardır. Bu konuda yazılabilecekler, burada yazabildiklerimizden hiç şüphesiz daha fazladır.

Öncelikle biz bu soruna sadece vicdan açısından bakamayacağımız gibi, sadece cüzdan açısından da bakamayız. İşin vicdani boyutu, hiç şüphesiz cüzdan boyutundan daha önemlidir.

Eğer, bu insanlara ekonomiye ve işgücüne katkı olarak bakılıyorsa bunun kayıt dışı değil, uluslararası normlara uygun bir şekilde kayıtlı yapılması şarttır.

Vicdan boyutu da iki yönlüdür. Ülke olarak vicdanen kucak açtığımız bu insanların bu günkü durumu, bizim toplumsal vicdanımızı rahatsız etmeye başlamıştır.

Önlemler alınmalı, göçmenler kontrollü bir politika ile takip edilmelidir. Bunu yapmadığımız takdirde korkarım ki Suriyeliler için ortaya çıkan bu vicdani rahatsızlık, yarın Afgan, Pakistan vd göçmenler için de ortaya çıkacaktır.

Kısaca; toplumsal sorunlara yol açtığı/açacağı aşikar, demografik yapıyı bozan bu durum polemiklerden uzak, bilimsel temelli ve insan hakları çerçevesinde değerlendirilmelidir. Ancak, şehitlerimizin yaşındakilerin ülkemizde aylaklık yapması da kabul edilemez!

Kaynak Link: https://www.kuzeyekspres.com.tr/turkiyenin-gocmenlerle-sinavi-20627yy.htm