Şirket İşçileri Belediye Kadrolarına Geçerse Ne Değişir?
Şirket işçileri kadroya geçerse psikolojileri değişir, konsantrasyonları artar, aidiyet duyguları yükselir ve motive olurlar. Böylece, kamu hizmetlerindeki verimlilik artar. Şirket işçiliği kaldırıldığında, kolay istihdam yolu kapanacağından, belediyeler istihdam baskısından kurtulacak ve nitelikli istihdamın önü açılacaktır.Analiz: Halil Memiş
Bilindiği üzere, 24 Aralık 2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile mahalli idarelerde personel çalıştırılmasına yönelik hizmet alımı suretiyle istihdam edilen işçilerin, mahalli idarelere ait şirketlere geçirilmesi yönünde düzenleme yapılmış ve 2 Nisan 2018 tarihi itibariyle mahalli idarelerde çalışan taşeron işçileri mahalli idarelere ait şirketlere işçi statüsünde geçirilmişlerdir.
Buna karşılık, bahsi geçen 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında personel çalıştırılmasına yönelik hizmet alımı suretiyle istihdam edilen işçilerden şartları tutanların tamamı kurumların kadrolarına geçirilmişlerdir. Yani, kadrolu işçi statüsüne kavuşturulmuşlardır.
Söz konusu düzenlemenin yapılacağı ilk açıklandığında ve sonraki birkaç aylık süreçte konu olumlu karşılanmış, kısa bir süre sonra ise mahalli idarelerdeki personel çalıştırılmasına yönelik hizmet alımı suretiyle istihdam edilen işçilere verilenin kadro olmadığı herkesçe anlaşıldığında ise tepkiler oluşmaya başlamıştır. O gün, bu gündür, tartışma devam etmektedir.
Kadrolu işçi ile şirket işçisi arasında ne fark vardır?
Cevaplanması gereken soru şudur: Belediye şirket işçilerinin şirket işçisi olmaları ile belediye kadrolarına geçmeleri arasında ortaya çıkacak farklılıklar nedir? Diğer bir ifade ile bu şirket işçileri belediye kadrolarına geçerse onlar için değişecek olan ne olacak, kurumlar için değişecek olan ne olacaktır?
Bu konuda şirket işçileri ile diğer işçilerin tabi olduğu mevzuat belirleyici olacaktır.
Şirket işçilerinin mevcut durumları ile çalışma esasları, iş sözleşmeleri, toplu iş sözleşmeleri, sosyal güvenlik ve iş sözleşmelerinin feshi açısından tabi oldukları mevzuat ile belediyelerdeki kadrolu işçilerin tabi oldukları mevzuat açısından hiçbir farklılık mevcut değildir.
Şirket işçileri çalışma esasları, iş sözleşmeleri ve iş sözleşmesinin feshi açısından 4857 sayılı İş Kanunu’na tabidirler. Belediye kadrolu işçileri de bu konuda aynı Kanuna tabidirler.
Şirket işçileri sosyal güvenlik açısından 5510 sayılı Kanuna tabidirler. Belediye işçileri de aynı Kanuna tabidirler.
Şirket işçileri toplu iş sözleşmesi bakımından 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na tabidirler. Belediye işçileri de toplu iş sözleşmesi açısından aynı Kanuna tabidirler.
Kısaca; şirket işçileri de belediye işçileri de iş sözleşmeleri feshedilirken İş Kanunu’nun geçerli sebeple fesih ve haklı sebeple fesih hükümlerine tabidirler, İş Kanununda hizmet sözleşmeleri ile ilgili hüküm bulunmayan hallerde her iki statü açısından da Borçlar Kanunu hükümleri geçerlidir.
Çalışma şartları, izinler, bunlarla ilgili mali haklar açısından da aralarında hiçbir fark mevcut değildir.
İş sözleşmesinin feshinin sonuçları açısından bakıldığında da aralarında hiçbir fark yoktur. Bu manada güvence açısından, her iki statüdeki işçilerin feshe karşı dava açma ve geri dönebilmeleri açısından bir fark mevcut değildir.
Kıdem tazminatı ve emeklilik açısından da aralarında bir fark yoktur. Emeklilik açısından tek fark, 696 sayılı KHK ile kadroya veya şirket işçiliğine geçenlerle, diğer usul ve esaslara göre işe alınan işçiler açısından fark mevcuttur. 696 sayılı KHK ile geçenler, emekliliği hak ettikleri an resen emekliliğe sevk edilmektedirler. Bu konuda 696 sayılı KHK’lılar arasında hiçbir fark yoktur.
Şirket işçileri ile kadrolu işçiler açısından korunan hak ve menfaatler perspektifinden baktığımızda birbirine karşı avantaj ve dezavantajları söz konusu değildir.
İdareler açısından şirket işçiliği ile kadrolu işçilik sonuçları açısından farklılık göstermektedir.
Belediyeler açısından işin birkaç boyutu söz konusudur. İşe alım prosedürlerinin farklılığı ve belediyelere yüklenen ek mali külfetler, bu konuda öne çıkan iki husustur.
Personel şirketleri, yani şirket işçiliği ek külfettir.
Şirket işçiliğinin varlığı diğer bir ifade ile personel şirketlerinin varlığı, belediyelere ek külfetten başka bir şey değildir.
Belediyeler, personel şirketlerine ödeme yaparken işçilik asgari maliyetlerine %4 sözleşme giderleri ve genel giderler ile asgari işçilik maliyeti ve işçilikle bağlantılı ayni giderler toplamı üzerinden %7’ye kadar belirlenecek kâr ekleyerek ödeme yapmaktadırlar.
Bu rakam, personel şirketlerinin olmadığını, bu işçilerin belediyelerin kadrolarında olduğunu düşündüğümüzde belediyenin malvarlığında kalacak bir rakam olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum bile tak başına, personel şirketlerinin belediyeler açısından ne denli ek maliyetli bir sonuç doğurduğunu ortaya koymaktadır. Buna bir de yönetimsel zaafiyetleri eklediğimizde sonuç daha da vahim bir hale gelecektir.
Şirket işçisi alımları, liyakatli personel istihdamına zarar vermektedir.
Bilindiği üzere, belediyelerin personel şirketlerine işçi alınması ile belediye kadrolarına işçi alınması aynı prosedürlere tabi değildir. Belediye kadrolarına işçi alınmasına nazaran, belediye şirketlerine işçi alınması daha kolaydır. Bu ise istihdam baskısı altında olan belediyelerimizin, bu kanalı fazlasıyla kullanmalarına sebebiyet vermektedir. Bu uygulama, belediyelerin siyasi kadroları açısından avantaj gibi görünse de, hem kısa vadede hem de uzun vadede belediyelerin liyakat sistemine ve personel istihdamındaki disiplinine vurulmuş en büyük darbe olacaktır. Personel şirketlerine işçi alınmasında, oransal sınırlar olmasına rağmen alım yöntemi çok daha kolay ve işe alınacaklar üzerinde tercih hakkındaki esneklik çok daha fazladır.
Belediye Şirket İşçileri, Belediye Kadrolarına Geçerse
1. Belediyelerin bütçelerinden daha az kaynak çıkacak …
Belediyelerin personel şirketlerinden yaptıkları doğrudan hizmet alım sözleşmelerine ekledikleri toplamda %11’lik miktar, belediyelerin kasalarında kalacak, başka hizmetlerde kullanılma imkanı doğacaktır.
2. Belediyelerin, aynı işi yapacak kişileri işe alırken daha seçici olmaları sağlanacak…
Belediyeler, kadrolu işçi alımlarında, KPSS’den başlayan ve İŞKUR’da sonuçlanan kriterlere dayalı işçi alımı, şirket işçileri açısından söz konusu değildir. Böylelikle, personel teminindeki süreçler de disipline edilmiş olacaktır.
3. İşçiler açısından esasında hiçbir şey değişmeyecek…
İşçilerin tabi oldukları mevzuat, şirket bünyesinde doğrudan hizmet alımı personeli olmalarına veya belediyede kadrolu işçi olmalarına göre değişmeyeceğinden, işçiler açısından esasında değişen hiç birşey olmayacaktır.
Mevcut şirket işçileri, zaten kadroya geçeceğinden belediyeler açısından söz konusu alım prosedürleri bunları etkilemeyecektir.
Bunların mali ve sosyal hakları ile çalışma şartları da İş Kanunu’na göre belirlendiğinden, değişen hiçbir durum söz konusu olmayacaktır.
4. Emeklilik hakları açısından da bir değişiklik söz konusu olmayacak…
696 sayılı Kanunla diğer kurumlarda kadroya alınanlar da, emekliliklerini doldurduklarında resen emekli edildiklerinden bu manada da ne kurumlar açısından, ne de işçiler açısından bir fark olmayacaktır.
Öyleyse bu konu neden bu kadar gündemdedir ve ne yapılmalıdır?
Bu konu, tamamen psikolojik olarak işçiler açısından olumlu bir sonuç doğuracaktır. Yoksa, diğer haklar açısından sağlanacak hiçbir gelişme söz konusu olmayacaktır.
Belki, şirket işçilerinin emeklilik süreleri dolunca mecburen emekli edilmeleri ifade edilebilir, ancak ifade ettiğimiz gibi bu konuda da 696 sayılı KHK ile kadroya geçenlerle, şirket işçileri arasında bir fark yoktur.
Yapılması gereken şey, belediye insan kaynakları şirketlerinin tasfiye edilerek buradaki doğrudan hizmet alımı kapsamındaki şirket işçilerinin kadroya alınmasıdır.
Böylelikle;
– Mevcut şirket işçilerinin psikolojik olarak rahatlaması sağlanacak,
– İşçi alımları biraz daha disipline edilerek, daha nitelikli işgücü temini imkan dahilinde olacak,
– Kayırmacılıkla işe alımların bir nebze olsa önüne geçilecek,
– KPSS ve İŞKUR süreçleri takip edilerek alım yapılacağından, belediyeler üzerindeki istihdam baskısı azalacak,
– Belediyeler, ek mali külfetten kurtulacak,
– Belediye insan kaynakları şirketlerinin, belediyeler açısından bir mali bataklığa dönüşmesi engellenecektir.
Kısaca; şirket işçileri kadroya geçerse psikolojileri değişir, konsantrasyonları artar, aidiyet duyguları yükselir ve motive olurlar. Böylece, kamu hizmetlerindeki verimlilik artar. Şirket işçiliği kaldırıldığında, kolay istihdam yolu kapanacağından, belediyeler istihdam baskısından kurtulacak ve nitelikli istihdamın önü açılacaktır.
Kısa bir söz de işçilere! Kadroya geçmeyi iş güvencesi sanarak, iş güvencesini de çalışmadan ücret almak diye düşünerek hareket edecekler bilsin ki, iş sözleşmelerinin feshi açısından şirket işçiliği de, belediye kadrolu işçiliği de aynıdır. Ha Hasan kel, ha kel Hasan misali!
Değerlendirme: Halil Memiş
4 Comments
Yazmıssınızda boşa yazmıssınız belediyede calısan belediyenin kadrosunda olan bir kişiyle belediye şirketinde calısan bir kişinin hem özlük hakkında hem maaş farkında hemde sosyal haklar arasında dağlar kadar fark var mesela kocaeli büyük şehir beledıyesınin şirketi kent konut. Maası diğer belediye şirketlerinden çok çok düşük ve hiç bir öznük ve sosyal hakları yok. Ve müdürleri calısan iş çileri hep tehdit ediyorlar calısıyorsanız calışın calışmıyorsanız kapı orda çıkın gidin diye.. Şefinden müdürüne kadar. Biraz isterseniz madem gazateci siniz arastırın hakikatleri görüp öyle kaleme alın. Saygılarımla…
Okuduğunuz şeyi anlamıyorsanız yorum yapmayın bari. Yazıda Kanuni güvence açısından hiçbir fark yok diye yazıyor, uygulamadaki yanlışlardan bahsetmiyor, aslında şirket işçileri lehine yazılan bir yazıyı, tersinden dahi okusanız anlardınız. Anlayamadığınıza göre, izahat yapmamıza da gerek yok.
Kolay gelsin hocam sizden böyle bir yazı öncelikle beni üzdü size danışıp görüş isteyeceğimiz yerde hiçbir şeyden haberiniz yok şuan belediyede şartlari çok güzel anlatmissiniz herhalde siyasette aktif olmak için güzel yazılmış siyasi partilerin ilgisini çekecek düzeyde ama kadrolu işçi ile belediye işçisi arasında fark olmadığını bilginiz olmadığı halde hiç fark yok diyorsunuz maddi yönden 2 sene evvel kadrolu işçi 10000 alıyordu bizim 4000 52 günlük yediye alamıyoruz onlar bir maaşa kadar alıyor alın size kısa ve öz bir fark sayın bilgimizi altüst eden bilgisiz bilgi dağıtan yazar
Aslında,“İnan Sana Değil Kastım, Cahille Sohbeti Kestim” dedirttiniz sonunda. Okuduğunuz şeyi anlamıyorsanız yorum yapmayın bari. Yazıda Kanuni güvence açısından hiçbir fark yok diye yazıyor, uygulamadaki yanlışlardan bahsetmiyor, aslında şirket işçileri lehine yazılan bir yazıyı, tersinden dahi okusanız anlardınız. Anlayamadığınıza göre, izahat yapmamıza da gerek yok.