Belediyelerin Kiradaki Gayrimenkulleri! Gelir mi? Külfet mi?

Belediyelerin para biriktirmesi, gayrimenkul stoklaması tek başına iyi bir bütçe yönetimi değildir. 

İyi bütçe yönetimi elde edilen gelirleri, kamu hizmetlerine disiplin içerisinde verimli bir şekilde kent önceliklerine göre harcamaktır.

Gayrimenkul elde etmek, sonrasında da kiraya vermek belediyenin malvarlığını artırmak değil, kaynakları zayi etmektir.

Çünkü belediyelerin gayrimenkullerini kiraya vermelerinde hukuki açmazlar ve kısır döngüler mevcuttur.

Hukuki açmazlar

Belediyeler, kiraya verdikleri gayrimenkullerini genellikle süre sonunda tahliye edememektedirler.

Tahliye edemedikleri için, yeniden ihaleye de çıkamamaktadırlar.

Çoğu kere kira süresinin bitiminde ihaleye çıkılmadan encümen kararı ile kira süresi uzatılmakta yani kira sözleşmesi ihalesiz yenilenmektedir.

İhaleye çıkılsa bile, ya kullanan dışında kimse ihaleye katılmamakta veya ticari rekabet nedeniyle sırf mevcut kiracıyı yerinden etmek için ihalelere katılınmaktadır.

Bunların hepsi hukuken de, toplumsal barış açısından da olumsuz durumlardır. 

Hukuken yapılması gereken

5393 sayılı Kanunun 15/7 maddesi uyarınca kira sözleşmesinin bitimi tarihinde taşınmazlar tahliye edilmeli ve yeniden ihaleyle kiraya verilmelidir.

Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde taşınmazın tahliyesi için mülki amirden talepte bulunulmalı, tahliye süreci içerisinde kira değil ecrimisil tahakkuk ve tahsilatı yapılmalıdır.

Hukuken durum budur, ama mümkün değildir.

Açmazdan kurtulmanın yolu

Yazması kolay, yapması zor bir durumla karşı karşıyayız.

Belediyeler gayrimenkul yapıp kiraya vermekle değil vatandaşa hizmet etmekle yükümlüdür.

O yüzden belediyelerin bu nitelikteki gayrimenkullerini değişik usullerle değerlendirerek gelire dönüştürmek, elde edilen gelirleri de kent önceliklerini dikkate almak suretiyle hizmete dönüştürmeleri zaruridir.