Konaklama Vergisi’ni Neden Belediyeler Almıyor?

5/12/2019 tarihli ve 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesiyle 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun yeniden düzenlenen 34 üncü maddesinde ihdas edilen konaklama vergisi, 14/10/2021 tarihli ve 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 61 inci maddesiyle değiştirilen 7194 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne göre; yeniden bir uzatma gelmez ise 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Konaklama vergisi, 6802 sayılı Kanunun 34 üncü maddesine göre; otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) tüm hizmetlerden alınacaktır.

Konaklama vergisinin mükellefi, matrahı, vergiyi doğuran olayı vb. hepsi hiç şüphesiz önemlidir. Ancak, bizim için asıl önemli olan bu verginin neden belediyeler, hatta il özel idareleri tarafından tahsil edilmiyor olmasıdır.

Vergiyi doğuran olay; otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) tüm hizmetlerdir.

Söz konusu verginin doğmasına sebep olan hizmetleri veren otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinin temel alt yapı hizmetlerinin hangi idarenin sorumluluğunda verildiğine baktığımızda, karşımıza doğrudan belediyeler ve il özel idareleri çıkmaktadır.

Belediye sınırları içerisinde veya dışında olmasına göre bu tesislerin kanalizasyon, su, yeşil alan, ulaşım ve toplu taşıma, otopark, ilaçlama, katı atık ve çöp gibi birçok temel hizmetinin belediyeler ve il özel idareleri tarafından verildiğine şüphe yoktur. Karayolları ağında bulunan şehirlerarası yollar dışındaki yol alt yapısının belediyeler ve il özel idareleri tarafından yapıldığını, hakeza; kanalizasyon, su, toplu taşıma, otopark gibi temel altyapı hizmetleri ile ilaçlama, katı atık ve çöp gibi çevrenin korunmasına yönelik hizmetlerin belediyeler ve il özel idareleri tarafından yerine getirildiğini düşündüğümüzde, bütün bu hizmetlerin maliyetinin de bu idarelere ait olduğunu anlamak zor olmayacaktır.

Dolayısıyla, artan konaklamaların mahalli idarelerin yeni yatırımlar yapmasını zorunlu kılacağını, turizm sezonunda aniden artan nüfusların, belediyelerin mevcut yatırımlarını arttırmasına, yukarıda sayılan temel hizmetlere ve bakım-onarım faaliyetlerine daha fazla bütçe ayırmalarına sebebiyet vereceğini, bununda bu idarelerin bütçelerine ek külfetler ve maliyetler getireceğine şüphe yoktur.

Belediyeler ve il özel idarelerinin genel vergi gelirlerinden aldıkları payın da sadece Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine kayıt olan nüfusa göre hesaplanacağını dikkate aldığımızda, bu idarelere ek külfet gerektiren bu nüfus hareketliliğinden dolayı ek gelirlerinin olmadığı açıktır.

Bu nedenle, söz konusu nüfus hareketliliğinin ve konaklamaların tek külfet olduğu idareler, mahalli idareler yani belediyeler ve il özel idareleridir. 

Dolayısıyla konaklama vergisinin genel idare tarafından değil, tesislerin bulunduğu sınırlar dikkate alınarak belediyeler ve il özel idarelerine beyan edilerek, bu idareler tarafından tahsil edilmesinin sağlanması en doğru çözüm olacaktır.

Belediyelerin mali sıkıntı yaşadığı bu dönemde, böyle bir uygulamanın belediyelere can suyu olacağını anlamak hiç de zor değildir. 

Buradan yetkililere belediyelerimiz adına çağrımız olsun ki; 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe girmesi gereken Konaklama Vergisinin mahalli idareler tarafından tahsil edilmesini sağlayacak yasal düzenlemelerin Bütçe Kanunu ile veya ayrı bir Kanunla yapılması elzemdir.

Bu konuda atılacak adımlar, hiç şüphesiz sunulacak mahalli nitelikteki hizmetlerin daha etkin, verimli ve vatandaş memnuniyetini temin edecek sonuçlar doğuracak şekilde gerçekleşmesini sağlayacaktır.