Sözleşmelide Kadroya Geçme Detayları ve Bir Öneri

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 28/11/2022 tarihinde bakanlarla yaptığı toplantıdan sonra sözleşmeli personelin memur kadrolarına atanmalarına ilişkin açıklama yapmıştı. Yapılan bu açıklamadan sonra, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı detaylara ilişkin bilgilere yer veren bir açıklama daha yaptı.

Böylece sözleşmeli personelin memur kadrolarına geçirilmesi konusu, ikili bir ayırıma tabi tutularak açıklandı. Bu ayırım; mevcut (görevdeki) sözleşmeli personel ve bundan sonra istihdam edilecek sözleşmeli personel şeklindeki ayırımdır. Şimdi, bu ayırımı da dikkate alarak, gerek Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından ve gerekse Bakanlık açıklamalarından anladığımızı aktarmaya çalışalım.

1. Mevcut (halihazırda görevde bulunan) sözleşmeli personel bakımından durum şu şekilde özetlenmiştir:

1.1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi kapsamındaki (4/C’den 4/B’ye geçenler dâhil) ve bazı kurumsal sözleşmeli personel ile mahalli idarelerde görev yapan yaklaşık 197 bin sözleşmeli personelin süre aranmaksızın hemen kadroya geçirilmesi sağlanacaktır. Böylece, Cumhurbaşkanının açıklamasından sonra oluşan tereddütler de giderilmiş oldu. Buna göre, mevcut sözleşmeli personelde 3+1 kuralı uygulanmayacak, sözleşmelerinin ne zaman imzalanmış olduğuna bakılmaksızın memur kadrolarına geçirilmesi sağlanacaktır.

Diğer bir ifade ile ister 1 ay önce, ister 1 yıl önce, ister 5 yıl önceden beri sözleşmeli olarak çalışsın, çıkarılacak Kanun yürürlüğe girer girmez, belirlenen takvimde başvuranlar memur kadrolarına geçirilecektir.

1.2. Sayıları yaklaşık 227 bin olan ve 3+1 modeline göre istihdam edilen sözleşmeli öğretmenler, sağlık personeli ve din görevlileri de süre aranmaksızın ve beklenmeksizin, yapılacak olan düzenleme yürürlüğe girdiği an kadroya geçirilecektir.

1.3. Kapsama giren sözleşmeli personel, istediği takdirde kadroya geçirilecek, istemeyenler kadroya geçmeyecektir. Kadroya geçmek istemeyenlerin hakları, görevleri sona erene kadar şahsa bağlı olarak korunacaktır. 

1.4. 4 yıldan daha az hizmeti bulunanların bu süreyi doldurduktan sonra kurum içi veya kurumlar arası naklinin yapılabilmesi mümkün olacaktır.

1.5. Mahalli idarelerde aynı şartlarda kadroya geçirilen sözleşmeli personel, sadece mahalli idareler arasında yer değiştirebilecek, mahalli idareler dışındaki kurum ve kuruluşlara geçiş imkânı olmayacaktır.

2. Düzenlemeden sonra istihdam edilecek sözleşmeli personel bakımından ise durum şu şekilde olacaktır. 

657 sayılı Kanunun 4/B maddesi, sözleşmeli istihdamın temel dayanağı haline getirilerek mevzuat karmaşasının giderilmesi sağlanacaktır. 

Dolayısıyla, 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesindeki atıf nedeniyle, Belediye Kanununda hüküm bulunmayan hallerde belediyelerde uygulanan 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi artık istihdamın temel dayanağı olacaktır.

Bunun yanında getirilen radikal değişikliklerden bir tanesi ise, bundan sonra istihdam edilecek sözleşmeli personelin 3 yıl sözleşmeli olarak görev yaptıktan sonra memur kadrolarına atanmasının esas haline getirilmesidir. Üç yıl süre ile sözleşmeli personel olarak görev yapanların, memur kadrolarına geçtikten sonra aday memurlarda olduğu gibi 1 yıl süreyle kurum içi veya kurumlar arası nakilleri engellenmektedir. 3+1 olarak ifade edilen bu sistemde, bahsi geçen 1 yıllık süreyi aday memurluk olarak yorumlayanlar olmakla beraber, bu süre aday memurluk süresi değil, nakil yapma yasağının uygulanacağı süredir.

3. Mahalli idareler açısından değerlendirmemiz ve bir öneri

Öncelikle mahalli idarelerdeki sözleşmeli personelin; çalışma süresine bakılmaksızın, taslakta bir değişiklik olmadığı ve Bakanlıkça açıklandığı şekilde yürürlüğe girdiği takdirde, yürürlük tarihi itibariyle memur kadrolarına geçebileceğinde şüphe yoktur.

Uzun zamandır sonuçlanması beklenen sözleşmeli meselesi nihayet sonuçlanmıştır. Kamu vicdanını rahatsız eden durumlar söz konusu olsa da, bizim de bazı çekincelerle desteklediğimiz sözleşmeliye kadro verilmesi sürecinin olumlu sonuçlanması bizim için umut vericidir. Ancak endişemiz, sözleşmeli istihdamının evrildiği bu noktanın belediyelerdeki liyakat sistemini iyice ortadan kaldıracak sonuçlar doğurabileceği noktasındadır.

Anlaşılan odur ki; belediyelerimiz bundan böyle aldıkları sözleşmeli personelleri 3 yıl sonra memur kadrolarına aktaracaklarından, artık KPSS puanına göre sınav yaparak ve merkezi yerleştirmeden talep ederek memur alımı yoluna gitmeyeceklerdir. Zira; “eğitmen” kadrosuna dahi tüm okul mezunlarının alınabildiği bir ortamda, belediyelerin KPSS sonuçlarına göre memur alımı yapmalarını beklemek hayalcilik olacaktır. İhtiyaç duydukları personelleri, istedikleri gibi, kadro durumu göz önüne alınarak, sözleşmeli statüde işe başlatıp, sonrasında (3 yıl sonra) da memur kadrolarına atayabilecek olan belediyeler, bu imkânı göz ardı etmeyeceklerdir. Böylesi bir yöntem; eş, dost, akraba uygulamasını artırabilecek, yetkinliğe dayalı istihdama büyük bir zarar verecektir.

Bu noktada birkaç önerimiz olacaktır:

Mademki, sözleşmeli personel istihdamı 3+1 kuralı ile bundan sonra genel personel alım sistemi haline getirilmiştir, bundan böyle merkezi yerleştirme veya KPSS puanına göre sınav yaparak memur alma düzenlemeleri, itfaiye ve zabıta personeli dışında tamamen yürürlükten kaldırılmalıdır. Çünkü, artık hiçbir belediye zabıta ve itfaiye haricinde memur alım sınavı açmayacaktır. 

Merkezi yerleştirme veya KPSS puanına göre sınav yaparak memur alma düzenlemeleri tamamen yürürlükten kaldırılırken; yetkinliğe dayalı alımı sağlayabilmek adına sözleşmeli personelin KPSS puanı esas alınarak, belediyelerce yapılacak sınavlarla alınması uygulanmasına dönülmelidir.

Aslında beklentimiz, memur ve sözleşmeli personel ayırımı kaldırılarak, sözleşmeli personel alımının tamamen projeye dayalı ve proje süresi ile sınırlı olarak uygulanmasının sağlanması, bir daha süreklilik arz edecek şekilde sözleşmeli personel alınmamışı yönünde düzenlemeler yapılmasıdır. Mademki 3 yıl sonunda sözleşmeliler memur olarak atanacak ve bundan sonraki 1 yıl boyunca da nakilleri yapılamayacak ve bu uygulama genel uygulama haline getirilecekse personel alım rejimi sil baştan gözden geçirilmelidir.

Kısaca; personel rejimimiz, son yapılacak bu düzenlemelerle iyice karışmış, birden çok istihdam şekli kalıcı hale getirilmiştir. İster memur olarak alalım, isterse sözleşmeli olarak alalım, alacaklarımızı KPSS puanına göre sıralamaya tabi tutarak ve adilane alalım. Böylelikle, memur, sözleşmeli gibi ayırımların da önüne geçmiş oluruz.