Köy Okulları Açılıyor..!

14 Mayıs 2022 tarihli haber sitelerinde gezinirken Milli Eğitim Bakanlığının çok güzel bir haberi ile karşılaştık:

“Köy okulları geri dönüyor..!

“Tek öğrenci de olsa köy okulu açılacak..!”

“Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle; Nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde öğrenci sayısına bakılmaksızın ilkokul, en az 5 çocuk bulunması halinde ana sınıfı açılacak. Okul pansiyonlarının açılışında aranan öğrenci sayısı da 50’ye düşürüldü.”

İnanın benim için bundan daha güzel haber olamazdı.

Köy okullarının açılmasına, tarıma, hayvancılığa gerçekten fazlaca kafa yoran birisiyim. İşin ucunda övünme olmasa “ben bunu demiştim, ben yazmıştım” diyesim geliyor.

TÜİK’in nüfus verileri üzerinden köylerin durumunu irdelediğim 3 Mart 2022 tarihi yazımda (https://belediyehaber.net/2022/03/03/nufus-alarmi-koy-yok-koylu-yok/) kendi köyümden, kendi yaşantımdan örnek vererek şunları yazmıştım:

Köylüyü köyünde tutmak, köy okullarını yeniden açmak, köyleri şenlendirmek, asgari ücretle şehirde yaşayıp sadece şehrin çilesini çeken, nimetlerinden yararlanamayan insanımızı yeniden köylere döndürmek, tarım üretimini, hayvancılığı yeniden canlandırmak elzemdir, savunma sanayii kadar önemlidir, acildir. Diğer bir ifade ile kırsalı önemsemek şarttır.

Dört ilkokul, bir ortaokul ve bir lisenin olduğu köyümüzde 1988’de liseden mezun olduğumuzda ortaokul ve lisenin öğrenci mevcudu 480 civarındaydı. Bugün ise köyde, düzeltiyorum 6360 sayılı Kanunla birlikte mahalleye dönüşen eski köyümüzde, lise yok ve tek bir ilköğretim okulu var. Komşu beş köyden (mahalleden) taşımayla gelenler dahil yaklaşık olarak İlkokulda 50, ortaokulda 50 öğrenci var. Yanlış okumadınız 50’ye 50…”

Köydeki okul hayattır, köy çocuklarının yaşama sevincidir, hayata tutunuşudur, kimliğidir, vatan sevgisidir, kış soğuğunda evinden çıkıp okuluna kadar yürüyen çocuğun kişisel gelişimidir köy okulları..!

Taşımalı eğitimde arabanın gidemediği yolda çocukların buz üstünde düşe kalka yürüyerek gittiği, kar yağınca okulların tatil olmadığı yerdir köy okulları..!

Çocukların tarımla uğraştığı, inek beklediği, kardeşine göz kulak olduğu, ailesine yardım ettiği, temel becerilerini kazandığı, cesaretiyle hayata tutunduğu yerdir köy okulları..!

23 Nisan’ın, 19 Mayıs’ın heyecanla kutlandığı, beyaz yakalık takılmış siyah önlüklü çocukların mikrofonsuz tahta kürsülerde gür sesiyle şiir okudukları yerdir köy okulları..!

Köy okulları kapanınca ne oldu?

Yavaş yavaş köy yaşamı şekil değiştirdi, tarım ve hayvancılık hobiye dönüştü, asgari ücretle bir iş bulmak ümidiyle şehre göçler arttı, köy nüfusu azaldı, kent nüfusu patladı.

Kent nüfusunun bu şekilde kırsal yerleşim aleyhine dengesiz ve hızlı artması yerel yönetimlerin ihtiyacı karşılama ve hizmet üretme konularında kaynak ve insan kaynakları kapasitelerinin üzerinde bir yük altına girmelerine neden olmuştur.

Şüphesiz kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen, en azından çocuğu liseye gidene kadar köyünde, beldesinde şehir düzeyinde eğitim imkânı olan, ürünü para eden, ürünü elinde kalmayan, peynirini yapabilen, yumurtasını üretebilen, istediğinde ya da canı sıkıldığında şehre kolaylıkla ulaşabilen bir kırsal yerleşim modeli kente göçü azaltacaktır.  

Bu durum başta büyükşehirler olmak üzere kentlerin altyapı taleplerini ve sorunlarını azaltacak, yerel yönetimlerin hizmet yükünü hafifletecektir. 

İyi plânlanırsa köy okullarının açılması bunun için önemli bir başlangıç olabilir.

Ya kısmet..!