Dijital Vatan Savunması

Amerika’nın dünyaca ünlü sosyal haber ve tartışma sitesi olan Reddit’in düzenlediği etkinlik, geçen haftanın önemli konularından birisiydi.

Boş beyaz bir tuvale dünyanın her yerinden katılımcıların birer piksel renk bırakabilmesiyle başlayan etkinlik, -2017’den sonra ikinci kez- geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. Etkinliğin önemli bir kuralı; tekil kullanıcıların bir pikseli istedikleri renkle renklendirmesinden sonra, bir piksel daha doldurabilmesi için 5 dakika beklemesi gerekliliğiydi. Tekil kullanıcıların, çok sayıda katılımcının olduğu ve 1000*1000 olarak kısıtlanmış bir tabloda anlamlı bir şekil çıkarabilmesi bekleme zorunluluğundan dolayı oldukça zordu. Bu sebeple etkinlikte yer almak isteyen kullanıcılar yine dijital platformlar üzerinden organize olarak grup davranışı göstermeye başladılar. Etkinlik 72 saat boyunca sürdü.

Anlamlı şekiller çıkmaya başladığında ilk dikkat çeken şey; kullanıcıların kendilerini temsilen ülke bayraklarını tabloda görünür kılmaya çalışması oldu. Diğer kullanıcılar, ortaya çıkan bayrakların üzerlerini kapatmak konusunda atak yapmaya başlayınca, bu kez kullanıcılar oluşturdukları bayrakları korumaya yönelik hamleler geliştirmeye başladılar. Bu durum, medeniyetlerin kurulma aşamasındaki savaşların bir prototipi olarak görülmeye başlanıldı.

Etkinliğe sonradan dahil olan kimi gruplar ise, daha güçsüz gördükleri grupların eserlerine saldırmaya ve daha kalabalık bir kullanıcı grubuyla onların eserlerinin yerine kendi eserlerini yerleştirmeye çalıştılar.

Bu dijital etkinlik; aidiyet ve grup davranışı konusunu yeniden gündeme getirdi. Bireylerin ‘hayatta kalma’ içgüdüsü, dijital ortamlarda da kendinden olanının yanında yer alma ve diğerlerine karşı birlik olma konusunda da görünür hale geldi. Sosyal bir varlık olan insan, toplum içinde tek başına olduğunda yok olup gitme korkusunu taşır bir hale gelebilmektedir. Yapılan etkinliklerde de bayraklara yapılan saldırılar sonrası, kullanıcıların daha fazla sayıda insanla organize olup kendi bayraklarının yok olup gitmesine izin vermeyerek savunmaya geçmesi ve kendi varlığını görünür kılma çabası, bunun en büyük göstergesi oldu.

Uzun yıllardır gündemde olan ‘Dünya Vatandaşlığı’ konusunun, aslında bir ‘aidiyetlerin gücünü bertaraf etme çabası’ olduğu da bu etkinlikle görünür hale geldi. Bireyler, varoluşlarını görünür kılmakla ilgili içgüdüsel bir istek duymaktadır ve tek başlarına bu ihtiyacı karşılamak konusunda yetersiz kalmaktadır. Birey, kendini bir gruba ait hissetmiyor ve salt insan olmaktan kaynaklı olarak ‘dünya vatandaşlığını’ benimsiyor olsa bile; başka bireylerin organize olup bir değişken üzerinden diğerlerine saldırıda bulunmasıyla birlikte hayatta kalma içgüdüsü harekete geçecektir ve birlik olma ihtiyacı gündeme gelecektir.

Konunun çok yönlü tartışmaları, uzun zaman daha yapılacaktır. Dijital bir platform üzerinde yapılan bu etkinliğin, anlamsız bir oyun olarak değerlendirildiği de görülmektedir ancak konunun sosyolojik arka planı, giderek dijitalleşen evrenimizde bu kadar basit bir yorumlamayla değerlendirilemeyecek kadar derindir. 

Atatürk’ün de söylediği gibi; “Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.”