Bitmeyen Döngü! Kamu Alacaklarının Yapılandırılması

11/11/2020 tarihinde kabul edilen 7256 sayılı Kanun henüz bir yılını doldurmadan, TBMM’de 03/06/2021 tarihinde kamu alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin olarak “7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” adı altında yeni bir yapılandırma kanunu kabul edilerek 09/06/2021 tarihli ve  31506 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

Yayımlanan bu yeni kanun ile birlikte kamu alacakları ile ilgili olarak son 10 yıl içerisinde 7 adet yapılandırma kanunu çıkarılmıştır. Kamu alacaklarının yapılandırılması yöntemi, Covid-19 pandemisinin ekonomi üzerindeki etkilerini azaltmada kullanılabilecek enstrümanlardan biri olsa da, uzun vadede ekonomi üzerinde olumsuz etkileri olacağının da göz ardı edilmemesi gerekir. Zira, yapılandırma kanunları geçici tedbirleri içerdiğinden, yapısal sorunları çözmekten uzak kalmaktadır. Nitekim, bu tür kanunların sık aralıklarla çıkarılması, vergi bilincini zedelemekte, mükelleflerde zaman içerisinde yeni yapılandırmalara yönelik beklentilere sebep olmakta ve bu da kamu gelirlerinin tahsilatını düşürmektedir.   

Diğer taraftan, yapılandırmayla borçlarını zamanında ödemeyen mükellefler ödüllendirilmekte, borçlarını düzenli olarak ödeyenler ise cezalandırılmaktadır. Bu şekilde, mükellefler arasında eşitsizliğe de sebep olunmaktadır.  

7356 sayılı Kanun ile milat olarak 30/04/2021 tarihi esas alınmış olup, 30/04/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden asli ve fer’i kamu alacakları yapılandırma kanunu kapsamına alınmıştır. Yapılandırmaya tabi tutulacak kamu alacaklarına bakacak olursak;

– Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsil edilen vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları; idari para cezaları (1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanuna göre verilen idari para cezaları ile 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlarca verilen idari para cezaları hariç); 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen diğer asli ve fer’i amme alacakları (adli para cezaları hariç);

– 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları;

– Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları; isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları; idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları; damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları;

– İl özel idarelerinin, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları,

– Belediyelerin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları ile belediyelerce 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen diğer asli ve fer’i amme alacakları; belediyelerce verilen idari para cezaları;  2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ücret ve pay alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları; su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları; büyükşehir belediyelerinin katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları; 2560 sayılı Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları; 

– Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının (YİKOB) 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları.

7256 sayılı Kanunda, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin %50’sinden fazlası bunlara ait şirketlerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar hakkında yaptıkları satış, irtifak hakkı ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan alacakları ve bunlara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yapılandırma kapsamına alınmışken, 7356 sayılı Kanun ile belediyelerin bu tür alacakları yapılandırma dışı bırakılmıştır.  

Ayrıca, belediyelerin 2021 yılına ilişkin tahakkuk eden emlak vergisi ile iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi alacakları yapılandırma dışı bırakılmıştır.

İçerik itibariyle vergi affı niteliğinde olan, ancak 2000’li yıllarda “vergi barışı” adı altında ve 2010 yılından sonra da “alacakların yeniden yapılandırılması” adı altında çıkarılan bu tür kanunlar, ülke ekonomisi için bitmeyen bir döngü halini almıştır. Vergi mükellefleri, yapılandırma taksitleri sona ermeden yeni beklentiler içerisine girmektedir. Çünkü, mevcut yapılandırma taksitleri sona ermeden, yeni bir yapılandırma düzenlemesi getirilmektedir.

Bu durum, Ülkemizde kamu mali yönetiminin başarısızlığını ortaya koymaktadır. Kamu maliyesinde, özellikle mali yönetim ve denetim ile vergi politikalarındaki yapısal sorunlar çözülmeden, sık aralıklarla alacakların yapılandırılmasına gidilmesinin iyi bir çözüm olmadığının artık görülmesi gerekmektedir.