Belediyeler, temel belediyecilik hizmetlerini belediyenin idari teşkilatı ile yürütürken zamanla sermayesinin tamamı belediyeye ait olan şirketler kurarak bazı hizmetleri bu şirketler aracılığıyla yürütme yoluna gitmişlerdir.
Belediye şirketlerinin kuruluşuna baktığımızda, kamu hizmetlerini daha etkin, esnek ve hızlı bir şekilde sunabilmek, ekonomik faaliyetlerde bulunmak ve yerel yönetimlerin ihtiyaçlarını karşılamak amaçlarını görebiliriz.
Belediye şirketleri, belediyelerin altyapı, ulaşım, temizlik, yeşil alan yönetimi, sosyal hizmetler gibi temel görevlerini desteklemek için kurulduğu gibi gayrimenkul yönetimi, otopark işletmeciliği, sosyal tesisler veya ticari faaliyetler gibi gelir getirici işleri bu şirketler aracılığıyla yürütür.
Belediye şirketleri denilince ilk olarak “sürekli zarar eden, kadrolaşma amaçlı personel istihdam edilen” yapılar akla gelmektedir. Kamu hizmetinin temel mantığında kâr elde etmek olmasa da bir kamu kurumu olan ve kamu hizmeti yürütmek için kamu kaynaklarını kullanan belediyelerin “zarar etmek” için şirket kurmaları düşünülemez. Ama çok çok büyük bir çoğunluğu zarar ediyor, vergi ve SGK borçlarını ödeyemiyor. Peki zarar etmeden ya da hizmetin gereği edilebilecek asgari zararla kamu hizmeti yürütülemez mi?
Esaslı bir rehabilitasyonla elbette yürütülebilir:
- Profesyonel Kadrolar: Öncelikle bu şirketlere liyakat esaslı atamalar yapılmalı, siyasi torpile son verilmelidir. Şirket yönetiminde uzman ve deneyimli kişiler görev almalı kısaca profesyonel kadrolar oluşturulmalıdır.
- Mali Disiplin: Bütçe planlaması sıkı bir şekilde yapılmalı, gereksiz harcamalar ortadan kaldırılmalıdır. Gelir artırıcı yöntemler geliştirilmeli, borç yönetimi için günü kurtarmak değil de uzun vadeli stratejiler geliştirilmeli, mali yükü artıracak yüksek faizli borçlardan kaçınılmalıdır.
- Şeffaf Yönetim ve Denetim: Mali ve idari süreçleri daha şeffaf hale getirilmelidir. Mali işlemler, ihaleler ve tüm satın alma işlemlerinde şeffaflık sağlanmalı, bağımsız denetim mekanizmaları kurulmalıdır. Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önüne geçmek için düzenlilik denetimi ve düzenli raporlama zorunlu hale getirilmelidir.
- Verimlilik Artışı: Şirketlerin operasyonel süreçleri gözden geçirilmeli, teknoloji kullanımı artırılmalı, gereksiz işlemler ve işlem adımları ortadan kaldırılmalıdır. Zarar eden birimler kapatılmalı veya yeniden yapılandırılmalıdır.
- Halka Hizmet Odaklılık: Şirketlerin asıl amacı, vatandaşlara kaliteli ve uygun maliyetli hizmet sunmak olmalıdır. Yatırım ve faaliyetler için projeler geliştirilirken halkın ihtiyaçları önceliklendirilmelidir.
- İşe ve İhtiyaca Göre İstihdam: Şirketlerin yürüttüğü kamu hizmetinin niteliğine ve ihtiyacına bakılmadan yapılan istihdama son verilmeli, amiyane tabirle çalışmayana maaş verilmeye son verilmeli, iş analizleri ile ihtiyaç kadar, hizmetin gerektirdiği nitelikte istihdam yoluna gidilmelidir.
- Yasal Düzenlemeler: Belediye şirketlerinin istihdam usulü ve faaliyetlerini düzenleyen mevzuat gözden geçirilmeli, daha sıkı denetim ve hesap verebilirlik kuralları getirilmelidir. Özel izin, bakanlık izni gibi istisna uygulamalarla kurallar esnetilmemeli, istihdam ve borçlanmada katı kurallar konulmalıdır.
Özetleyecek olursak Türkiye’de belediye şirketlerinin sorunlarının genellikle kötü yönetim, siyasi müdahale ve kaynak israfından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Önemli bir etken olarak da halkın belediyeye bakış açısıdır. İhtiyaca ve verimliliğe bakmadan benim çocuğum belediyeye girsin de gerisi önemli değil anlayışı da siyasete yön vermektedir. Seçim dönemlerinde verilen “bana oy verirsen senin çocuğunu işe alırım” veya “ben seçilirsem kimseyi işten atmayacağım” şeklindeki vaatler de mevcut yapıyı içinden çıkılamaz hale getirmektedir. Böyle olunca yüz kişiyle yapılacak hizmetler için üç yüz, beş yüz kişiyle yapılacak hizmetler için bin beş yüz kişi istihdam ediliyor.
Bu yüzden belediye şirketleriyle ilgili reformlar, hem yapısal hem de kültürel köklü bir değişim gerektirmektedir. Zaten hastalık pansuman tedbirlerle çözülemeyecek kadar ilerlemiş, kangrene dönüşmüştür; kökten çözümden başka yol yoktur.
Bütün bu tespit ve önerilerin dışında belediye şirketlerini kapatmak sorunu çözer mi? Onu da bir sonraki yazıda ele alalım!