Mahalli İdareler Personel Şirketleri Feshedilerek …

Yıl 2017. Son aylar. Tarih 7 Aralık. Dönemin Çalışma Bakanı TV’lerde açıklama yapar. Henüz, düzenleme ortalarda yoktur. Ama Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olmuştur.

Bunun üzerine hemen o gün yaptığım paylaşımı, bugün hatırlatmak istiyorum.

“Taşeron Düzenlemesinde (Mahalli İdareler Açısından) Dağ Fare Doğurmuştur…

Edindiğimiz bilgilere ve kamu oyuna yansıdığı kadarıyla, taşeron düzenlemesinde üzerinde durulması gereken bazı hususların olduğunu üzülerek ifade etmeliyim.

Merkezi idareye bağlı kamu kurumlarında bulunan Taşeron İşçileri ile Mahalli İdarelerde bulunan Taşeron İşçileri açısından yapılması düşünülen düzenleme adaletli değildir.

Hükümet Yetkilileri, merkezi idare kapsamındaki taşeron işçilerin kamu kurumlarının DAİMİ İŞÇİ kadrolarına alınacağını, buna karşılık mahalli idarelerdeki taşeron işçilerin ise bu idarelerin iştiraklerinde istihdam edileceğini ifade etmektedirler.

Öncelikle, mahalli idarelerin iştirakinin ne olduğunu izah etmeliyiz. Bunu izah ettiğimizde, adaletsizlik daha net anlaşılacaktır.

Mahalli idarelerin iştiraklerinden kasıt, mahalli idarelerin kurdukları ve ortağı oldukları şirketlerdir. Bu şirketler; diğer özel şahıs şirketleri gibi özel hukuk hükümlerine tabi, Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde faaliyet gösteren şirketlerdir. Bu açıdan baktığımızda, tabii oldukları hukuk, taşeron firmaların tabi olduğu hukuktan farklı değildir. Statüleri de aynıdır. Yani taşeron firmalar da, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabii, özel hukuk tüzel kişileridir.

Düzenlemenin kamu oyuna açıklandığı haliyle çıkarılması halinde, mahalli idarelerdeki işçilere kadro verilmiş olmayacaktır. Sadece, istihdamları, belediye şirketleri bünyesinde devam ettirilecektir. Kadro verilmiş sayılması, belediye bünyesinde yer alan sürekli işçi kadrolarına geçirilmesi ile ancak mümkün olacaktır.

Kısaca; mahalli idareler taşeron işçisinin yatağı aynı yatak olarak kalacaktır, sadece üstüne çektiği yorganın rengi ve malzemesi değişecektir.

Öbür taraftan şunları da ne yazık ki ifade etmeliyiz:

– Yapılan taşeron hizmet alımlarına ilişkin ihaleler nasıl olacaktır? Bunun net bir şekilde düzenlemeye tabi tutulması gerekmektedir.

– Bu şekilde, açıklamalardan çıkardığımız sonuca göre göstermelik yapılacak sınavlarla, taşeron işçiler daimi işçi yapılacaklardır. Pekii bu durum, girdiği KPSS’den çok yüksek puan almasına rağmen bir yere yerleştirilemeyenlere haksızlık değil midir? “Çalışanlarımızın hakkını hukukunu korumak bizim boynumuzun borcudur” denilirken, çalışamayanların hakkı hukuku da aynı şekilde, hepimizin boynunun borcu olduğu unutulmamalıdır.

– Bu şekilde, mahalli idareler iştiraklerine alınan taşeron işçilerinin güvencesi nasıl sağlanacaktır? Hangi güvenceyle, orada istihdam edilecekler, bu iştirakler mali kriz yaşarlarsa, buradaki işçilerin durumu ne olacaktır?

– Doğal olarak bu düzenleme, acaba bu iştiraklerde mali krizin habercisi mi olacaktır?

– İştiraklerdeki işçilerin, taşeron firmadaki gibi yine istenildiğinde sözleşmeleri yenilenmeyecek veya feshedilecekse, değişen bir şey var mıdır?

– İşçi Sendikalarımızın tavrı, duruşu, bakışı, görüşü var mıdır? 

Cevap Bekleyen Başka Sorularda mevcut:

– Kamudaki istihdam çarpıklığına kesin neşter vurmak adına, tamamen memur olma beklentisiyle ve saikiyle sözleşmeli personel olan 5393 sayılı Kanun kapsamındaki sözleşmeli personeli de kadroya geçirip, mahalli idarelerde sözleşmeli istihdamını iyice kısıtlasak,

– 2013 yılında sözleşmeli personel kadrosu verilmesinin mağdurları sulama birlikleri sözleşmeli personellerinin bu haklarını da iade etsek ….”

Evetttt….

Bugün geldiğimiz noktada uzun sözün kısası;

1. Mahalli idarelerdeki taşeronlara kadro verilmemiştir.

2. Mahalli idareler personel şirketleri krizdedir.

3. Yapılan yanlıştan dönülmeli, şirket işçileri belediyelere aktarılmalı, şirketler kapatılarak bütçelerdeki bu kara delik kapatılmalıdır.