Büyükşehir Hizmetlerinden, Kırsal Kesim ve Küçük Yerleşimler Neden Memnun Değil?

Hiç şüphesiz Türk belediyeciliğinin temel birçok sorunu bulunmaktadır!

Son derece önemli gördüğümüz bu sorunları irdelediğimizde 2012 yılında yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun ile büyükşehir belediyeciliği sisteminde yapılan düzenlemelerden kaynaklanan bazı konulara özellikle dikkat çekmek gerektiğini düşünüyoruz.

Özellikle, kırsalı da içerisine alan büyükşehir belediyeciliği uygulaması, köylerin mahallelere dönüşmesinin de etkisiyle tarımı, hayvancılığı ve kırsaldaki sosyo-ekonomik hayatı ikinci plana atmıştır.

Bu durum, yasal düzenlemenin noksanlığından ziyade başka etkenlerden kaynaklanmaktadır. Bu etkenlerin başlıcaları;

1. Büyükşehir belediyelerinin, il bütününe hizmet edecek şekilde organizasyon yapısını optimal bir şekilde kurgulayamaması hatta hiç kurgulayamaması,

2. Belediyecilik hizmetlerinin, kentte (kırsal da dahil) yaşayanlara en kısa yoldan ve en kolay erişebileceği şekilde sunulması gerektiği anlayışının ve bilincinin büyükşehir belediyelerince içselleştirilmemiş olması,

3. Hizmet, yatırım ve bütçe denkleminde, hizmete en çok ihtiyacı olan yerleşimler veya toplumsal kesimlerden ziyade seçim, oy ve kamuoyu gücü tercihinin daha çok öncelenmiş olması,

4. İlçeler ve yerleşimler arası kalkınmışlık düzeyleri göz önüne alınarak en az kalkınmış ilçelere ve kırsal kesime öncelik verilmesi anlayışının bulunmaması,

5. Büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyelerinin, ilçe belediyesi sınırları içerisinde birer partner ve çözüm ortağı olduğu anlayışına ulaşılamadığından ve birlikte çalışma kültürü gelişmediğinden, hizmetlerin yürütülmesinde siyasi tercihlerin halkın hizmet ihtiyacının önüne geçmesi ve bunların sonucu olarak ilçe hizmetlerinde yaşanan programsızlığın ve plansızlığın üst seviyelere çıkması,

Olarak sıralanabilir. 

Şüphesiz bu etkenler çoğaltılabilir.

Peki bu sorunlar aşılabilir mi?

Birlikte yönetim kültürü geliştirilirse, elbette!