Belediye Başkanlarının Emeklilik ve Özlük Hakları Gözden Geçirilmelidir!

“Kamu Çalışanlarının Mali Hak, Sosyal Güvence Talepleri ve Belediyeler” başlığı altında başladığımız yazı dizimizin üçüncüsünü gecikmeli de olsa bugün sizlerle paylaşıyorum.

Başlığı okuyarak hemen “bu konuda hangi sorun var ki, bunu gündeme getiriyorsunuz” diyenler çıkacaktır. Bizler, empati yapabildiğimiz sürece kendimizin dışındaki sorunları algılayabilir, farkına varabiliriz.

Meslek hayatının tamamını mahalli idarelerin içerisinde geçirmiş, mahalli idareciliği bir meslekten öte hayat tarzı olarak özümsemiş bir kişi olarak ifade etmek istiyorum ki; halka birebir dokunan, halkla birebir muhatap olan, belediye hizmetleri ile ilgili olsun olmasın hemen hemen her sorununda vatandaşla muhatap olup dinleyen, zaman ve mekân mefhumu gözetmeden vatandaşın hizmetinde olan şahsiyetlerdir belediye başkanları.

Belediyelerdeki çoğu bürokratlar da dahil olmak üzere merkezi idarenin bürokratlarının çoğu sabah 08.00, akşam 17.00 mesaisini gözetlerken, böyle bir mesai kavramının olduğundan dahi habersiz olan şahsiyetlerdir belediye başkanları.

Bu satırları okuyan birçok kişi, şahsımızla ilgili de olumsuz değerlendirmeler yapıyor olabilirler. Ancak bizim dile getirdiğimiz ideal olan, daha doğru bir ifade ile gerçekte yaşanandır. Esasında çizdiğimiz bu çerçeve, halkın beklentisinde olan belediye başkanı profilidir. Her meslek grubunda görüldüğü üzere işinin hakkını verenler olduğu gibi hakkını veremeyenler de mevcuttur. 

İdeali bu bizim çizdiğimiz çerçeve midir? Bu tartışılabilir. Ancak, bazı statülerin çerçevesini siz kanunla, yazıyla, talimatname ile çizemezsiniz. Çerçeveyi, o toplumun alışkanlıkları, gelenekleri, halkın yaklaşımı, kültürü gibi etkenler, değişkenler belirler. İşte, bizim toplumumuzun dinamikleri de belediye başkanları için böyle bir çerçeve çizmiştir. Beklenti budur.

Tabii ki, belediye başkanları toplumun önderi, kentin geleceği için çalışmalar yapan kurumun başı ve temsilcisidir.

İşte tüm bunlar ve burada yer vermediğimiz diğer hususiyetler, belediye başkanlarının hem görev esnasında hem de görevleri bitince güvenceli bir yaşama sahip olmalarını zorunlu kılmaktadır.

Öncelikle ifade edelim ki, belediye başkanlarının mevcut mali hakları kesinlikle gözden geçirilmelidir. 5393 sayılı Belediye Kanunu ile öngörülen değişkenler ile hesaplanan belediye başkanı ödenekleri yetersiz kalmaktadır. Bu nedenledir ki, her yıl Bütçe Kanunlarına konulan hükümlerle 5393 sayılı Belediye Kanununda yer alan belediye başkan ödenekleri ile ilgili değişkenlerden biri olan göstergelere artı ilaveler getirilmek suretiyle yükseltilmesi sağlanmaktadır.

Bütçe Kanunları ile getirilen bu iyileştirme olmaz ise, birçok belediye başkanının ödenekleri belediyedeki bazı personellerin maaşlarından düşük kalmaktadır.

Hatta bu haliyle dahi, bir belediyenin personeline Sosyal Denge Tazminatı ödediğini düşündüğümüzde de hemen hemen memur maaşları ile başkan ödeneklerinin eşitlendiği bir denklemle karşılaşılması söz konusu olmaktadır.

Burada yapmaya çalıştığımız, personel ve başkanların mali haklarını karşılaştırmaktan ziyade, kıyas için ortaya koyacağımız bir kriter belirlemekten öteye bir şey değildir.

Dolayısıyla, belediye başkanlarının ödeneklerinin yaptıkları görevin külfeti ve üstlendikleri sorumlulukla eşdeğer bir konuma getirilmesi zorunludur.

5393 sayılı Belediye Kanunu’ndan önce, herhangi bir kriter olmadan belediye başkan ödenekleri belediye meclisi tarafından belirlenirken, mevcut düzenlemede belediye başkan ödenekleri Kanunla öngörülen değişkenler dikkate alınarak belirlenmektedir. 

Bu durum, belediyelerin ölçeklerinin yanı sıra mali durumu ve diğer özelliklerinin de dikkate alınması suretiyle belediye meclislerine bu yönde bazı insiyatifler tanınarak revize edilmelidir.

Bunun yanında, belediye başkanlarının emeklilik konusunda da açmazları mevcuttur. Özellikle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda yapılan düzenlemeler kapsamında, Ekim 2008 tarihinden önce ve sonra sigortalı olanların emekliliklerinde önemli farklılıklar bulunmaktadır. 

5434 ve 5510 sayılı Kanunların sistematiğinden kaynaklanan farklılıklar bulunmakla birlikte, tabi olunan kanuna göre belediye başkanlarının ek gösterge ile makam tazminatlarında da bazı farklılıklar bulunmaktadır.

Belediye başkanlarının emekliliklerindeki bu çarpıklığı mevzuat çerçevesinde değerlendiren Çalışma Uzmanı Serdar Uğurlu’nun Belediye Başkanlarının Emekliliği başlıklı yazısını okumanızı ayrıca tavsiye ederim. (https://mevzuattakip.com.tr/mevzuat/belediye-baskanlarinin-emekliligi )

Bahsi geçen değerlendirmede bahsedildiği üzere; ek gösterge açısından 5510 sayılı Kanun, makam tazminatı açısından ise 5434 sayılı Kanun hükümleri esas alınarak yasal bir düzenlemeye gidilmesi uygun olacaktır. Böylece gösterge rakamlarında birliktelik sağlanmış olacaktır. Ayrıca 5510 sayılı Kanun kapsamında emekli olacakların yaşlılık ayları düşük olacağından prime esas kazançta tüm gelir unsurlarının matraha ilave edilerek sistemin tekrardan revize edilmesi, ileride ortaya çıkabilecek sorunların bugünden çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

Benzer diğer yazılar için: https://belediyehaber.net/author/halil-memis/