Yerel Yönetimlerde Yeni Bir Yol Mümkün: İhtisas Temelli Bir Reform Modeli

Yerel yönetimlerin sorunları artık yalnızca belediyelerin değil, tüm toplumun yakıcı gerçeklerinden biri haline geldi. Mali darlıklar, plansız yatırımlar, denetimsizlik, düşük performans… Liste uzayıp gidiyor. Peki, bu tabloyu değiştirmek mümkün mü?

MİARGEM olarak biz, bu soruya kararlı bir şekilde “Evet” diyoruz. Yıllardır yerel yönetimlerin nabzını tutan, sahaya kulak veren ve çözüm odaklı araştırmalar yürüten bir merkez olarak, kapsamlı bir yeniden yapılanma önerisiyle karşınızdayız. Bu model, yalnızca sorunlara işaret etmekle kalmıyor; aynı zamanda uygulanabilir, teknik ve bütüncül bir çözüm çerçevesi sunuyor.

Bugün, yerel yönetimlerin önünde başta “aşırı esnetilmiş vesayet uygulamalarıparçalı ve zayıf denetim mekanizmalarıyetersiz öz gelir yapısıharcama disiplininin büyük ölçüde kaybolması ve idari ve mali açıdan yönetilemez bir yapının yaygınlaşması olmak üzere birçok yapısal engel bulunmaktadır. Bu çoklu ve derinleşen sorunlar, belediyelerin mali ve yönetsel sürdürülebilirliğini ciddi biçimde tehdit etmektedir. İşte bu nedenle, belediyeleri daha yönetilebilirşeffafhesap verebilir ve performans temelli bir yapıya kavuşturacak bir model öneriyoruz.

Modelimizin merkezinde, büyükşehir belediyelerinin makro düzeyde planlayıcı bir role sahip olması fikri yer alıyor. Çevre, ulaşım, afet gibi kent bütününü ilgilendiren konularda stratejik planlama büyükşehirlere ait olacak. Uygulama süreçleri ise siyasi etkiden arınmış, teknik yeterliliğe sahip, kurumsal özerkliği olan ihtisas kuruluşları tarafından yürütülecek. Bu kuruluşların üst yöneticileri, bağımsız bir “Yerel Yönetim Üst Kurulu” tarafından atanacak ve genel kurullarıyla kendi karar süreçlerini yönetecekler.

İlçeler bu yapıda, performansa dayalı, hesap verebilir uygulayıcı birimler olarak çalışacak. Kırsal alanlar içinse coğrafi bilgi sistemlerine dayalı, farklılaştırılmış hizmet modelleri geliştirilmesini ve pozitif ayrımcılığın kurumsallaştırılmasını öneriyoruz.

Bir diğer kritik başlık ise finansal eşitleme. Kaynak dağılımında yalnızca nüfus değil; yerel kapasite, kırılganlık düzeyi ve hizmet performansı gibi parametrelerin de dikkate alınması gerektiğini vurguluyoruz.

Amacımız; kamu kaynaklarının etkin kullanımınıvatandaş memnuniyetinin artırılmasını, siyasal etkilerden arınmış profesyonel belediyeciliğin kurumsallaşmasını ve yerel düzeyde yönetsel netliğin sağlanmasını mümkün kılmak.

Bugün alınacak reform kararları, yarının güçlü ve sürdürülebilir Türkiye’sinin temellerini yerelden atacaktır. Yapısal reform ertelenemez.

Biz hazırız. Türkiye’nin yerelden güçlenen bir yönetim vizyonuna katkı sunmak için önerdiğimiz bu reform modelini tüm karar vericilere ve kamuoyuna sunuyoruz.

MİARGEM (Mahalli İdareler Araştırma ve Geliştirme Merkezi) tarafından yapılan çalışma için tıklayınız.