Halil MEMİŞ Değerlendirdi: ‘Zabıta ve İtfaiye Kadrolarından Diğer Kadrolara Atanma’
MİARGEM Başkanı Halil MEMİŞ tarafından yapılan değerlendirmede, zabıta veya itfaiye müdürü kadrolarına atanmak için gerekli şartlar ile zabıta veya itfaiye müdürü kadrosundan diğer müdür kadrolarına naklen atanma şartları, zabıta veya itfaiye müdürü kadrosu dışındaki zabıta kadrolarının diğer Genel İdare Hizmetleri Sınıfından hangi kadrolara denk olduğu ve bu kadrolara atanılabilmesinin şart ve usulü tüm yönleriyle ortaya konuldu.
Yapılan değerlendirmenin sonuç bölümünde şu hususlara yer verildi:
Zabıta ve itfaiye teşkilatında müdür veya daha alt seviyede görev yapanların, diğer memuriyetlere geçişlerinde kadro ve unvan denkliği uzun yıllardır üzerinde tartışılan konulardandır. Bu çerçevede tartışma konusu olan bir başka hususta, zabıta veya itfaiye müdürü kadrosunda bulunanların, diğer müdür kadrolarına atanmalarının nasıl mümkün olabileceği hususudur.
Aynı zamanda, zabıta ve itfaiye müdürü kadrolarına yapılacak atamaların görevde yükselme yönetmeliği kapsamında olup olmadığı, 657 sayılı Kanunun 68/B maddesindeki şartları taşıyanların bu kadrolara görevde yükselme sınavına tabi tutulmadan atanıp atanamayacağı da uzun yıllardır süren bir tartışmadır.
Bu tartışmaların bir kısmı 02.07.2020 tarih ve 31173 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Belediye ve Bağlı Kuruluşları İle Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik ile ortadan kaldırılmıştı.
Tartışmaların kalan kısmı ise Belediye Zabıta Yönetmeliği ve Belediye İtfaiye Yönetmeliği’nde yapılan ve 18 Aralık 2021 tarih ve 31693 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan değişikliklerle sonlandırılmıştır.
Zabıta ve itfaiye yönetmeliklerinde yapılan değişikliklerle; zabıta ve itfaiye müdürü kadrolarına yapılacak atamalarda, bu kadrolara atanacakların zabıta veya itfaiye teşkilatında en az iki yıl süre ile görev yapmalarının zorunlu olup olmadığı tereddütü ortadan kaldırılmıştır.
Böylelikle, bir memurun zabıta veya itfaiye müdürü kadrosuna 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68/B maddesinde aranan şartlar dışında başka bir şart ve süre kaydına tabi tutulmadan, yani teşkilat içerisinde görev yapma zorunluluğu olmadan atanabilmesi gerektiği net bir şekilde ortaya konmuştur. Örneğin; belediyenin veya başka bire kurumun herhangi bir kadrosunda bulunan, en az iki yıllık yükseköğrenim mezunu memur, Kanunun 68/B maddesindeki şartları taşıyor ise anılan müdür kadrolarına atanabilecektir.
Uygulamada karıştırılan bir husus ise; zabıta veya itfaiye müdürü olarak görev yapanların herhangi bir süre kaydına tabi olmadan başka müdür kadrolarına atanıp atanamayacağı hususudur. Söz konusu müdür kadrolarına atanmış olanların, diğer müdür kadrolarına atanabilmeleri için süre şartı bulunmaktadır. Bu düzenleme, Belediye ve Bağlı Kuruluşları İle Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’te yer almaktadır. Buna göre, zabıta veya itfaiye müdürü kadrolarında asaleten en az iki yıl görev yapmayanlar, diğer müdür kadrolarına atanamazlar. Burada üzerinde durulması gereken bir başka husus ise, iki yıllık yükseköğrenim mezunlarının 657 sayılı Kanunun 68/B’deki süre şartlarını taşımaları kaydıyla zabıta veya itfaiye müdürü olarak atanabilmelerine rağmen, bunların bu kadroda iki yıl çalıştıktan sonra dahi olsa diğer müdür kadrolarına atanmalarının mümkün olamayacağıdır. Zira diğer müdür kadrolarına atanabilmek için öğrenim şartı, en az dört yıllık yükseköğrenim mezunu olmaktır.
Belediyelerimizde, özellikle Sayıştay veya İçişleri Bakanlığı denetimleri sonucunda, itfaiye veya zabıta teşkilatında en az iki yıl çalışmamış olanların, 657 sayılı Kanunun 68/B maddesi hükümleri çerçevesinde itfaiye veya zabıta müdürü kadrolarına atanmalarının sınırlı sayıda da olsa usulsüz atama olarak addedilerek atamaların ön inceleme ve bu atamalardan dolayı ilgililere yapılan maaş ödemelerinin de kamu zararı olarak değerlendirilmesi söz konusu olmuştur. İfade etmeliyiz ki; esas itibariyle bu atamaların değişiklikten önceki düzenlemelere göre de usulsüz addedilmesi ve yapılan maaş ödemelerinin kamu zararı yapılması mümkün olmamakla beraber, yapılan son değişikliklerden sonra bu yöndeki işlemlerin tamamı mesnetsiz kalmıştır.
Dolayısıyla ön incelemeye veya kamu zararına tabi tutulan bu tür işlemlerin, ön incelemeleri ve kamu zararı değerlendirmelerinin tamamen mesnetsiz kalması nedeniyle, varsa bu tür kamu zararı tekliflerinin kamu zararı olarak değerlendirilmemesi, ön incelemelerinde işlem tesis edenlerin lehine sonuçlandırılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Değerlendirmenin detayları ve analizlere ulaşmak için tıklayınız.
