Aile Yardımı Ödeneği Geriye Doğru Ödenir mi?
Aile yardımı ödeneği, Devlet memurları ile sözleşmeli personele kanunla belirlenen miktarlarda, işçilere ise toplu sözleşmelerle belirtilen miktar ve şartlarla ödenmektedir.
Analiz: Salih Üçüncü (Genel Yayın Yönetmeni)
Aile yardımı ödeneği, Devlet memurları ile sözleşmeli personele kanunla belirlenen miktarlarda, işçilere ise toplu sözleşmelerle belirtilen miktar ve şartlarla ödenmektedir.
Peki;
- Aile yardımı ödeneği ne zaman hak edilir?
- Aile yardımı ödeneği idareye bildirimde bulunulduğu veya başvuru yapıldığı andan itibaren mi hak edilir?
- Aile yardımı ödeneği memurun bu şartı taşıdığı andan itibaren mi hak edilir?
- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan haklardan yararlanmak için ayrıca bir başvuruya gerek var mıdır?
Kamu Denetçiliği Kurumu, yukarıdaki soruların cevabını da içeren bir kararı, kendisine yapılan başvuru üzerine 17.05.2022 tarihinde vermiştir.
Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuran kamu görevlisi özetle; “2014 yılında Konak Belediyesinde sözleşmeli tabip olarak işe başladığını, eşinin 2016 Haziran ayında işten ayrıldığını, çalışmayan eşler için aile yardımı adı altında bir ödeme yapıldığını yeni öğrendiğini ve bu konu hakkında daha önceden bilgisi olmadığı için çalıştığı kuruma herhangi bir bildirimde bulunmadığını belirterek geriye dönük ödemenin tarafına yapılmasını” talep etmektedir.
İdare cevabi yazısında 01/09/2019 tarihli ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5. Dönem Toplu Sözleşme’nin Kamu Görevlilerinin Geneline Yönelik Toplu Sözleşme başlıklı birinci bölümünün 35 inci maddesinde, “Aile yardımından yararlanılabilecek eş ve çocuk durumunda meydana gelen değişiklikleri daha sonraki tarihlerde bildiren personele, ilgili mevzuatı uyarınca aile yardımı ödeneği verilmesi koşullarının mevcut olması ve 15/01/2018 tarihinden öncesine taşmaması kaydıyla, anılan bildirime dayanılarak aile yardımı ödeneğinden yararlanabileceği tarihten önceki üç aya kadar olan dönem için de aile yardımı ödenekleri verilir” hükmü doğrultusunda ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nden gelen 07/02/2022 tarih sayılı yazıya istinaden, personelin başvuruda bulunduğu tarihten itibaren geriye dönük üç ay olarak aile yardımı ödeneğinin 15/02/2022 tarihinde maaşıyla birlikte ödendiğini belirtmiştir.
İdare, yürürlükteki ikincil mevzuat hükümlerini gerekçe göstererek aile yardımı ödeneğinin geriye dönük olarak ancak üç ay ödeneceğine karar vermiş ve ilgili kişiye bu şekilde ödeme yapmıştır.
Kamu Denetçiliği Kurumu ise yaptığı değerlendirmede normlar hiyerarşisinin gereği olarak konuya öncelikle anayasa ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu açısından bakarak başvuruyu sonuçlandırmıştır.
Kurumca yapılan değerlendirmede 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ilgili maddelerinde bu hakkın hangi şartlarda kazanılıp kaybedileceği, ne şekilde ve ne zaman ödeneceği açıkça düzenlenmiş olmakla beraber geriye dönük talep edilip edilemeyeceği ve bildirim süresine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği belirtilerek söz konusu bildirim için herhangi bir süre şartı getirilmediği anlaşıldığından hak sahiplerince verilen bildirimlere istinaden geriye dönük olarak aile yardımı talep edilmesinin önünde de yasal bir engel bulunmadığı ifade edilmiştir.
Yine başvurunun Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapılarak, ilgili yönetmeliğin amacının, “harcamalarda ödeme belgesine dayanılacak kanıtlayıcı belgeleri ve bu belgelerin şekil ve türlerini” belirlemek olduğu yani “hakkın nasıl kazanılacağı değil ödemenin hangi belgeler üzerinden yapılacağı” hususunu düzenlediği ifade dilmiştir.
Bir başka ifade ile kişi bu ödeneğe, ilgili yönetmelik hükmü çerçevesinde aile yardımı bildiriminde bulunduğundan değil 657 sayılı Kanunda yer alan şartları yerine getirdiğinden hak kazanmaktadır. Kaldı ki, Anayasanın 128 inci maddesi gereğince memura yapılacak ödemelerin kanunla yapılacağı hükmü karşısında başkaca bir hükme dayanarak ödemenin yapılıp yapılmayacağına dair bir karar vermenin mümkün bulunmadığı da açıktır.
Şikâyet konusuyla benzer nitelikteki taleplerle ilgili Aksaray İdare Mahkemesinin 24/07/2013 tarihli ve E:2013/367, K:2013/675 sayılı kararı ile Manisa İdare Mahkemesinin 25/11/2014 tarihli ve E:2014/367, K. 2014/798 sayılı kararında aile yardımı ödeneğinin geriye dönük ödenebileceği, buna dayanak olaraksa ilgili kararlarda “Dava dosyasının, yukarıda yer alan mevzuat hükümleri ile bir arada değerlendirilmesinden, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlara aile yardımının ne şekilde ve ne zaman ödeneceği açıkça hükme bağlanmış olmakla beraber geriye dönük olarak talep edilemeyeceği yönünde bir düzenlemenin bulunmadığı (bu yönde bir hükme yer verilmediği) anlaşılmaktadır.” hususunun gösterildiği tespit edilmiştir. (Emsal nitelikli 2020/69198, 2020/95522 vd. Kurum Kararlarımız)

Ayrıca, Anayasanın “Ücrette adalet sağlanması” başlıklı 55 inci maddesinde “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmü düzenlenmiş olup, bu kapsamda da bir sosyal yardım olan aile yardımının ilgili idare tarafından başvuran kişiye ödenmesi aynı zamanda sosyal devlet ilkesinin de bir sonucudur.
Yukarıda anlatılan hususlar, başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, mevzuat, yargı kararları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; başvuranın talep ettiği aile yardımı ödeneğinin, bildirimin hangi tarihte verildiğine bakılmaksızın bu şartı taşıdığı tarihi takip eden aybaşından itibaren ödenmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Görüldüğü üzere Kamu Denetçiliği Kurumu konuyu tamamen anayasa ve ilgili yasa olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu açısından değerlendirmiş, ilgili kanunda aile yardımının geriye doğru ödenmesini zaman açısından sınırlayacak bir hüküm bulunmadığından cihetle bildirim tarihinin değil fiilin gerçekleştiği tarihin esas alınarak ödemenin yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Bu çerçevede şunları ifade etmeliyiz ki; idareler, önlerine gelen bir konu veya başvuruda yönetmelik, tebliğ gibi ikincil mevzuata baktıkları kadar anayasa ve yasalara bakmış olsalar denetleyici kurumlar ve yargı mercileri karşısında şikayet edilen konumuna düşmezler.
Diğer bir ifade ile ikincil mevzuat düzenlemeleri yapılırken yasaların açıkça engellemediği, yasaklamadığı, engel koymadığı konularda genişletici yorumlarla hak kaybına yol açacak şekilde düzenlemeler yapılmamalı, aksi durumun denetleyici kurumlar ve yargı mercileri karşısında idareleri zor duruma düşüreceği bilinmelidir.
Analiz:
Salih Üçüncü
Belediye Haber Genel Yayın Yönetmeni
(Siyaset Bilimci)
Kamu Denetçiliği Kurumu kararının tamamına erişmek için tıklayınız.