Belediyelerin Eğitim Faaliyet Giderleri Neden Sorun Oluyor?

Bazı belediyelerimizde, belediyelerin eğitim faaliyetleri için yaptıkları giderlerin sorun oluşturduğunu duyuyoruz.

Sorun belediyelerin; belediye birliklerinin düzenledikleri eğitim seminerlerine personel göndermekten mütevellit yaptıkları ödemeler ile personeli herhangi bir yere göndermeden kendi bünyelerinde hizmet alımı suretiyle yaptıkları hizmet içi eğitim giderlerinin kamu zararı olarak değerlendirilmesi.

Biliyorsunuz, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı Eğitim Faaliyetleri konulu 21/02/2007 tarih ve 2007/26 nolu genelgesi ile belediyelerin belediye birlikleri ve diğer kuruluşların düzenleyecekleri eğitim seminerlerine katılmaları için bazı kısıtlamalar getirmişti.

Bahsi geçen genelgede yer alan; “Mahalli idare birliği, dernek, vakıf, şirket ve benzeri kuruluşlarca düzenlenen eğitim ve benzeri hizmetlere mahalli idare personelinin katılımı ve bütçeden ödeme yapılabilmesi için, söz konusu faaliyeti düzenleyecek kurum ve kuruluşlar tarafından, eğitim veya faaliyet programı, programda görev alacak kişiler, programın uygulanacağı yer ve katılımcı ücreti de belirlenerek önceden Bakanlıktan izin alınacaktır.” yönündeki düzenleme Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün “Eğitim Semineri” konulu 24/01/2008 tarih ve B050MAH076000/2478/50000 sayılı genelgesi ile “Mahalli idare birliklerinin kamu tüzel kişisi olmaları ve üyelerine dönük olarak kurs, konferans, seminer ve benzeri adlar altında eğitim faaliyeti yapmaları tüzükleri gereği olduğundan, bu birlikler yapacakları eğitim faaliyetleri için bundan böyle Bakanlığımızdan izin almayacaklardır.” yönünde revize edilmişti.

Son olarak ta, ikinci genelgenin benzeri hükümleri ihtiva eden bir genelge Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü tarafından 30.11.2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Bu genelgelere göre; mahalli idare birlikleri tarafından yapılan eğitim seminerlerine katılım için, bu birliklerin İçişleri Bakanlığından izin almış olma şartlarını aramak gerekmemektedir. Zira, 24.01.2008 tarihli genelge ile birlikler için bu zorunluluk ortadan kaldırılmıştır.

Bu nedenle, belediye birlikleri tarafından düzenlenen eğitim seminerlerine gönderilen personel için, bu seminerlerin izin almadan düzenlendiği gerekçesi ile kamu zararı konusu yapılan eğitim semineri bedellerinin mevzuata aykırılık teşkil etmesi söz konusu olmadığından kamu zararı olarak değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır.

Bunun yanında, genelgelerin kapsamında “mahalli idare birliği”, dernek, vakıf, şirket ve benzeri kuruluşlarca düzenlenen eğitim ve benzeri hizmetler” ve bu hizmetlere “mahalli idare personelinin katılımı ve bütçeden ödeme yapılabilmesi” bulunmakta, kendi bünyelerinde yaptıkları hizmet içi eğitimler bulunmamaktadır.

Bu nedenle, belediyelerin kendi bünyelerinde gerçekleştirdikleri, başka yere personel göndermedikleri, konaklama ve yolculuk gideri gerektirmeyen eğitim faaliyetleri için yaptıkları hizmet alımlarına ödedikleri bedeller bu genelgeler kapsamında değildir ve bu tür faaliyetleri ve bunlara yapılacak ödemeleri engelleyen herhangi bir kısıtlayıcı yasal ve idari düzenleme bulunmamaktadır. 

Bu nedenle, bilinmelidir ki Bakanlık izni sadece belediye birlikleri dışındaki şirket, dernek, vakıf ve benzeri kuruluşların herhangi bir yerde, tüm belediyelerden katılımcıların yer aldığı ve belediyelerin başka yere gönderdikleri personellerin iştirakiyle gerçekleşen eğitim faaliyetleri için gereklidir.

Bunların hepsini bir kenara bırakarak, bir konunun kamu zararı olarak belirlenmesi birşeylere karşıtlıkla değil, gerçekten yapılan harcamaların kamu hizmeti veya mal ve malzeme karşılığının olup olmadığına bakarak değerlendirme yapmak neticesinde karar verilebilecek bir husustur.

Bunun yanında, eğitim faaliyeti yürüten sivil toplum kuruluşlarını da ciddi, amacına uygun, kamu hizmeti disiplininden uzak olmayacak şekilde programlar yürütmeye davet etmek istiyorum. Ne yazık ki, bu tür kuruluşların bir kısmı ciddiyetten uzak, turizm şirketi mantığıyla bu faaliyetleri organize etmektedirler. Belediyelerden de ricamız, katıldıkları programlara kamu kaynaklarını aktardıklarını unutmayıp, bu ciddiyetle program yapmayan kuruluşları tercih etmemeleridir.

Öz cümle; “Bilgisiz insan davula benzer, sesi çok çıkar ama içi boştur.”

Onun için eğitim şart!