Engelsiz Kent Düzenlemelerini Sağlamak Yeterli mi?

Önceki yazımızda engellilerin kentle bütünleşmesinin önünde duran ve aslında gerçek engelleri yaratan unsurların, çeşitli düzenlemelerin yapılmamasından da kaynaklandığını belirtmiştik. Bu yazımızda engellilerin kentsel mekânlarda karşılaşması muhtemel sıkıntıların neler olduğuna ve bu sıkıntıların engelliler için nasıl düzenlenebileceğine Türkiye ve dünya şehirlerinden örneklerle değinilmesi planlanmaktadır.

Engelliler söz konusu olduğunda genellikle farklı engel türleri söz konusu olsa da öncelikle akla gelen engel türü; fiziksel engel olmaktadır. Fiziksel engelli bireylerin de kentsel mekânlarda rahatça hareket etmesini sağlayabilecek olan fiziksel mekân ya da tasarım bozuklukları kentsel düzenlemeler konusunda öncelikli olarak düzenlenmesi gereken alanların içinde yer almaktadır. Sarı çizgiler, engelli asansörleri, kabartmalı işaretler gibi yaygın olarak kullanımda olan belirteçler olsa bile halkın sık sık bu belirteçlerin kullanımını engeller şekilde davranışlarda bulunduğu çeşitli zamanlarda görülmekte ve hatta basına yansıyabilmektedir. Bu noktada belirtilmesi gereken önemli durumlardan biri de; bu düzenlemelerin hayata geçiriliyor olması, halkın da bu düzenlemelerle ilgili bilgilendirilmesi ve farkındalığının artırılması gerekliliğini de beraberinde getirmelidir.

Engellerin kentle bütünleşmesinin önündeki engellerden biri; binaların mimarisindeki aksaklıklardan kaynaklanabilmektedir. İmar mevzuatıyla öngörülen engelli asansörlerinin göstermelik şekilde çeşitli kriterler sağlandıktan sonra aktif kullanımda olmaması da takip edilmesi gereken konuların arasında yer almaktadır. Kamu ve özel ulaşım hizmetlerinin yeterince gelişmemiş olması ya da yine birtakım araçların göstermelik olarak ulaşım araçlarında yer alması bu durumu besleyen unsurların arasında yer alabilmektedir. Engellilere yönelik düzenlenmiş olan uyarı ve bilgilendirme aracılarının da standart bir şekilde tasarlanmış olması da farklı görsel ve işitsel yeteneklere sahip engelli bireyler için sorun yaratabilecek düzenlemelerin arasında yer almaktadır.

Avrupa Birliği’nin engellilere yönelik düzenlemelerinin ve üye ülkelerine teşviklerinin olduğu bilinmektedir. Birliğin 2010 yılından bu yana üye ülkelerinin engellilere yönelik düzenlemeleri doğrultusunda “Erişilebilir Kent” ödülleri vermesi de teşviklerin en önemli göstergelerinden biridir. Düzenlemeler konusunda yukarıda kentsel alanların ve mimarinin ve hatta işaretçilerin düzenlemelerine ek olarak bazı şehirlerde engellilerin sadece yaşantılarının kolaylaştırılması değil aynı zamanda sosyal katılımlarının daha da güçlendirilmesi için çeşitli uygulamalara rastlanılabilmektedir.

Örneğin Kanada’nın Vancouver şehrinde engelsiz kayak merkezleri bulunmakta ve engellilerin kayak yapabilmeleri için uygun tasarımlar ve teknik donanım sağlanmaktadır. Yine Fransa’nın Lyon kentinde, engelli dostu toplu taşıma araçlarına ek olarak görme ve işitme engelli bireyler için kütüphanelere yerleştirilmiş olan sesli kitap okuma otomatları ve ekran büyüteçleri bulunmaktadır.

Ülkemizde de Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilmiş olan engelli dostu plaj uygulaması göze çarpmaktadır. Birçok plajda engelli araç park yeri, engelli tuvaleti gibi düzenlemeler yer alsa da engellilerin denize girebilmesi, duş alabilmesi ve güneşlenebilmesi için çeşitli düzenlemeler her plajda yer almamaktadır. Yine ülkemizde engelli dostu üniversiteler, adliyeler gibi çeşitli alanlarda engellilere de hizmet verecek şekilde düzenlemeler teşvik edilmektedir.

Sonuç olarak dünyadan ve Türkiye’den örneklerin çoğaltılabileceği bilinmektedir çünkü engelsiz kentler özellikle belediyelerin ulaşmak istediği hedeflerden biri haline gelmeye başlamaktadır. Ancak konuyla ilgili en büyük sıkıntılardan birinin; engellilere yönelik oluşturulmuş ve geliştirilmiş olan hizmetlerden engellilerin faydalanmasının mümkün hale getirilememesidir. Örneğin, belediyelere ait olan araçlarda engelli rampasının bulunması teknik olarak bir kriterin sağlandığı anlamını taşıyorken; engelli bireyler için çeşitli gerekçelerle rampanın açılmaması esasen aracın rampaya sahip olmasını anlamsız kılmaktadır. Düzenlemelerin denetlenmesinin ve birlikte yaşama kültürünün şehrin tüm vatandaşlarında oluşturulmasının hayati önemi de bu noktada açığa çıkmaktadır.

Bu haftaki yazıyı Pitigrilli’nin şu sözüyle bitirelim; “Yapılmaya değer tek yardım, yardıma muhtaçlıktan kurtuluşu sağlamaktadır.”