Kentleşme ve Plânlama İrade İster!

Salih Üçüncü Siyaset Bilimci

“Bir şehir plânını tatbik edebilecek kadar kuvvetli bir idareniz var mıdır?

Atatürk kızdı. Koca memleketi yedi düvelin elinden kurtarmışız. Yeni bir devlet kurmuşuz, bunca devrimler yapmaktayız. Bütün bunları başaran bir rejimin bir şehir plânını tatbik edebilecek kuvvette olup olmadığı nasıl sorulabilirdi? Biraz sertçe cevap verdi. Dik kafalı Prusyalı:

-Belki sizin hakkınız var, dedi. Biz Almanya’da bile türlü güçlüklere uğruyoruz da, onun için sormuştum.”

Falih Rıfkı ATAY’ın “Çankaya” adlı eserini okurken bu satırlar çok ilgimi çekmiş ve altını çizerek not almıştım. Bozkırın ortasında 907 rakımlı bir yayla olan Ankara, zaferden sonra bir başkent, modern şehir olarak imar edilirken milletlerarası bir yarışma düzenlenmiş ve yarışmayı Alman Profesör Yansen kazanmıştı. İşte girizgâhta yer alan diyalog Alman Profesör Yansen ile Atatürk’ün ilk buluşmasından kaydedilen sözlerdi. 

Siyaset bilimi ve kamu yönetimi eğitimi almış bir kişi olarak gittiğimiz, gördüğümüz her yerde ilk aklımıza gelen şehre bir bütün olarak bakmak olmuştur. Göz zevkimizi okşayan kent sokaklarında vakit geçirmekten zevk alırken kent dokusunun bozuk ve kötü olduğu şehirlerden işimiz biter bitmez hemen ayrılmak isteriz. Bu hepimiz için geçerli bir davranış biçimidir.

Anlıyoruz ki şehirleşmede, yeni bir şehir oluşturmada sağlıklı bir yapı oluşturmanın temeli plânlamaya dayanıyor. Motorlu taşıtlar üretilmeden kurulan eski şehirleri yeniden plânlamak bir hayli zordur. Zira binalar, yollar, sokaklar at arabasına ya da yayaya göre yapılmıştır. Bunları yıkacaksınız, yolları genişleteceksiniz, kanalizasyon ve benzeri kent altyapısını yeni düzene göre kuracaksınız. Bunu anlayabiliriz ancak 1950’lerden sonra hatta 2000’li yıllarda kurduğumuz kentleri, kentsel dönüşüm yöntemiyle yeniden yıkıp yapmayı izah etmek kolay değil. Plânlamaya dayanmayan imar modeli ile belediyelerimizin verdiği ruhsatlar kentlerimizde şekil ve boyut olarak birbiriyle uyumlu olmayan yapıların görüntü kirliğine yol açtığı mahalleler meydana getirmektedir. 

Kentleşmenin farklı boyutlarına ileriki yazılarımızda değineceğiz. Rüzgâr yönünden tutun da çöp alanlarının oluşturulmasına, yeşil alandan park bahçelere, elektrifikasyon ve kanalizasyon sisteminden ulaşım ağına kadar pek çok başlıkta bu konu irdelenebilir. Esas olan ilk düğmenin doğru iliklenmesidir. İlk düğmesi doğru iliklenmeyen bir gömlekte kravat bile düzgün durmaz. Başta belediyelerimiz olmak üzere ilgili bütün kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleriyle birlikte bir şehre, bu şehirde yaşayan insanlara yapacağımız en büyük hizmet düzgün bir şehir plânlamasıdır.Kamu kaynaklarını yönetenlerin halka ve vicdanlarına karşı sorumluluklarının başında kaynakların yerinde ve verimli kullanılması gelir. İyi plânlayalım, doğru plânlayalım, yıkıp yapmadan sağlıklı,  huzurlu şehirler meydana getirelim.