Haber Yorum: “Belediyelerin Mali Yapıları Çatırdıyor!”
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp2020 öncesi kendini gösteren ekonomik kriz ve devamında yaşanan pandemi süreci, genel ekonomik verilerle birlikte belediyelerin de mali verilerini olumsuz etkilemiştir. Belediyeler, 2019 mahalli idareler seçimlerinden itibaren 6 ay içerisinde 2020-2024 yıllarını kapsayan Stratejik Planlarını hazırlayarak yürürlüğe koymuşlardır. Bilindiği üzere Stratejik Planlar, belediye bütçelerinin altlığını oluşturmaktadır. Stratejik Planlar, 5 yıllık bir […]
2020 öncesi kendini gösteren ekonomik kriz ve devamında yaşanan pandemi süreci, genel ekonomik verilerle birlikte belediyelerin de mali verilerini olumsuz etkilemiştir.
Belediyeler, 2019 mahalli idareler seçimlerinden itibaren 6 ay içerisinde 2020-2024 yıllarını kapsayan Stratejik Planlarını hazırlayarak yürürlüğe koymuşlardır.
Bilindiği üzere Stratejik Planlar, belediye bütçelerinin altlığını oluşturmaktadır. Stratejik Planlar, 5 yıllık bir projeksiyonla hazırlanırlar. Hazırlanan söz konusu stratejik planların hiç biri, pandemi sürecinin yaratacağı ekonomik zorlukları dikkate alamamıştır.
Stratejik planların yer aldığı hukuki düzenlemelere bakıldığında, bütçelerin stratejik planla olan ilişkilerinin çok sıkı olduğu, belediyelerin gider tahminlerinde, stratejik plan ve yatırım programlarındaki hedef ve ilkeleri göz önünde bulunduracakları, ayrıca merkezi idarenin ekonomik verileri ve gelecek yıllara ilişkin öngörülerinden faydalanacakları net bir şekilde ortaya konulduğu anlaşılacaktır.
Yerel yönetim mevzuatında son yıllarda yapılan yeni düzenlemelerin, belediyelerin hayatın tüm alanlarına daha fazla müdahil olması sonucunu doğurduğu şüphesizdir. Bu hızlı değişim, belediye hizmetlerinin de daha hızlı ve daha esnek hale gelmesini gerektirmektedir. Bu nedenledir ki, artık belediyeler çok daha fazla stratejik düşünmek ve davranmak durumundadır.
Belediye bütçelerinin en önemli özelliği, genel bütçeden farklı olarak önce gelirlerin, sonrasında ise giderlerin tahmin edilmesidir. Bunun birçok nedeni bulunmaktadır. Nedenlerin en önemlisi, belediyelerin gelir yaratma kapasitelerinin merkezi idarenin yapacağı düzenlemelere bağlı olmasıdır. Bunun yanında belediyelerin merkezi idareden farklı olarak vergi koyma yetkileri ve sınırsız borçlanma imkanları yoktur.
Covid-19 Mücadelesi Belediye Bütçelerini Olumsuz Etkiledi
Covid-19 salgını, sadece ülkemizi değil tüm dünyanın toplumsal yaşamı ile ekonomik dengelerini olumsuz etkilemiştir. Bu olumsuz etkinin sonuçlarını, öncelikle gelir kaynaklarında gösterdiği kesindir. Merkezi idare, salgınla mücadele kapsamında birçok tedbirler uygulamaya koymuştur. Bu tedbirlerin bir çoğu belediyelerin gelirlerini doğrudan etkilemiştir. Yine salgının doğurduğu ekonomik daralma, sosyal destek ihtiyacı duyacak kişi ve hane sayısını oldukça artırmıştır. Bunun doğal sonucu, belediyelerin bütçelerini hazırlarken öngörmedikleri düzeyde sosyal yardım yapmalarına neden olmuş ve olacağa benzemektedir. Salgınla mücadele kapsamında, öngörülmeyen gider kalemleri doğmuştur.
Covid-19 ile mücadele kapsamında hem belediyelerin hizmet öncelikleri, hem de vatandaşların mahalli müşterek ihtiyaçlarının öncelikleri değişmiştir. Belediyeler, salgınla mücadele kapsamında, koruyucu ve önleyici sağlık tedbirlerinden, çevre sağlığı, aile sağlığı, yaşlı bakım hizmetleri gibi birçok ek hizmet kalemini gündemine almış ve yürütmektedir. Bu kalemler, normalde bu denli büyük ölçüde öngörülmüş hizmet kalemleri değildir.
Covid-19’la mücadele kapsamında alınan önlemler çerçevesinde, belediyelerin kiraya verdikleri birçok işyerinin faaliyeti geçici olarak durdurulmuştur. Bu durumun doğal sonucu olarak ta, bir çok belediye kira alacaklarını almama, erteleme yoluna gitmiştir. Bu yetmemiş, artık belediyeler esnafa yardım eder duruma gelmişlerdir.
Belediyelerimiz, diğer bir çok vergi, harç ve ücret gelirlerini de tahsil edemez duruma düşmüştür.
Belediyenin süreklilik arz eden gelir kalemlerinden biri de, hiç şüphesiz genel vergi gelirlerinden aldıkları paylardır.
5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un “Payların hesaplanması ve oranı” başlıklı 2 nci maddesine göre; il özel idareleri ve belediyelere genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden pay verilir. Pay, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamından, vergi iadeleri düşüldükten sonra kalan net tutar üzerinden hesaplanır. Genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 1,50’si büyükşehir dışındaki belediyelere, yüzde 4,50’si büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine ve yüzde 0,5’i il özel idarelerine ayrılır.
Bunun yanında, aynı maddedeki hükme göre ayrıca; 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listede yer alan mallardan tahsil edilen özel tüketim vergisi hariç olmak üzere, büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 6’sı ile genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine ayrılan payların yüzde 30’u büyükşehir belediye payı olarak ayrılır.
Bu paylar, belediyelerin nüfuslarına göre dağıtılır. Bu şekilde hesaplanan paylar, aynı Kanunun 3 üncü maddesindeki süreci takip ederek belediyelere gönderilir. Buna göre; paylar, Maliye Bakanlığı tarafından aylık olarak hesaplanır. Maliye Bakanlığı büyükşehir belediye paylarını bu belediyelere doğrudan, il özel idareleri ve diğer belediyelerin paylarını ise ilgili idarelere aktarılmak üzere tahsil edilen ayı takip eden ayın sonuna kadar İller Bankasına aktarır. İller Bankası, payları müteakip ayın en geç onuncu günü mesai saati sonuna kadar ilgili idarelere gönderir.
Görüleceği üzere, tahsil edilen genel vergi gelirlerine ilişkin pay, ancak tahsil edildiği ayı takip eden ikinci ay belediyelere gönderilebilmektedir.
Yukarıda bahsedilen ekonomik durgunluk ve salgının etkisiyle, genel bütçe vergi gelirlerinin de azalması kaçınılmazdır. Kaldı ki, hükümetin yaptığı düzenlemelerin doğal sonucu olarak ta, genel bütçe vergi geliri tahsilatı azalacaktır.
Yapılan bir çok düzenleme ile birçok vergi için beyanname verilmesi ertelenmiş ve sonrasında da yapılandırmaya tabi tutulmuştur. Beyanname verilmesinin doğal sonucu ise, doğrudan genel bütçe vergi gelirlerini etkileyecektir. Beyanname verilmediği için, vergiler tahakkuk edilmemiş, dolayısıyla da tahsilat yapılmamıştır. Buda, belediyelere gidecek payı etkilemiştir.
Yukarıdaki başlıklarda detaylı bir şekilde izah edildiği üzere, gerek konjonktürel olarak ve gerekse merkezi idare tarafından yapılan düzenlemelerle belediyelerin hem öz gelirleri, hem de genel bütçe gelirlerinden alacakları paylar azalacak, hatta yok denebilecek düzeye kadar gerileme sıkıntısıyla karşı karşıya kalacaklardır.
Belirtilen bu olgular karşısında, belediyelerin mali açıdan etkin bir şekilde desteklenmesi şarttır. Bunu yapmadığımız takdirde; mahallinde vatandaş memnuniyetini sağlamakla, toplumsal kalkınmaya katkı yapmakla ve hepsinden önemlisi mahalli müşterek hizmetleri ifa etmekle yükümlü olan belediyelerin külliyetli bir kısmının bırakın bunları yapmasını, sabit işletme giderlerini bile karşılayamaz duruma gelmeleri kaçınılmaz olacaktır.